Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Belma zarafetiBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kadehlerde dudak izi arayan yazarın feryadını bizlere eko ettirdiği tsm eseridir. Hadi ruj izi olsa anlarım ama dudağın izini nasıl anlayacak acaba dediğimdir.
Ben takılırım şimdi böyle detaylara. (kıps)
Dermes'in yazdıklarından farklı bir yönü vardır. Ağız şapırdatmak, şu sokağa ağzından burnundan sıvı fırlatılırken çıkarılan seslerle normal bir matkap sesi, ayakkabı bağcığı sesinin verdiği rahatsızlık bir değildir.
Tüm seslere karşı bir reaksiyonla yukarıda saydığım seslere olan reaksiyon birbirinden çok farklıdır.
En güzel sofraların anlamını yitirtmeye yeminli insandır. Ağzını şapırdatan insanlarda horlayan insanların rahatlığını görüyorum. Kendisi anı en güzel haliyle yaşıyor ama başkalarının en güzel zamanlarını ellerinden alarak yapıyorlar bunu. Ağzını şapırdatan insan da tam olarak böyle, genelde ilgisiz çocukluk dönemi geçirmiş kişilerde görülen bir özellikmiş bu. Çocuk ilgi görmek için, onay ya da takdir ebeveyninden bir söz duymak adına bunu yapıyormuş. Sonunda sofralarda bilinçli olarak ağzını şapurdatıp şirin olduğunu sanan koca koca yetişkinler. Yetişkin denilenilirse tabii!
Benim gibi bahar ve yaz insanlarının asla sevmeği aylardan biridir. Kasım ayı bana ölümü çağrıştırıyor. En çok ölüm olan aymış galiba.
Daha çok umut dağıtan ilkbahar ve yaz aylarını seviyorum. Temmuzdan sonrası zulüm.
Takipçi bulunmuyor. |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |