Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

VI.Vahdettin

paylaş araştır

 

  1. devletin en zor anında padişah olmuştur. Gözlük kullanan ilk ve tek Osmanlı padişahıdır. Genellikle askeri üniforma giyerdi. İleri derece de güvercin merakı vardı.

     
  2. hain mi değil mi halen daha tartışması olan padişah.

     
  3. VI. Mehmed.

     
  4. 5 tane daha vahdettin mi varmış, yeni duydum rezil oldum konu başlığı... Yok yahu yeniüyelik düzeltmiş

    6. Mehmed Vahdettin olacak düzeltiniz efendim. Beş Mehmed'den sonraki 6. Mehmed.

     
  5. 6. Mehmet, nam-ı diğer vahidettin, tescilli hain

    İngiliz zırhlıları boğazdan İstanbul'a giriş yaptığında damat beratla aman pardon eniştesi damat fer itle birlikte yan yana gidip İngiliz zırhlılarını elinde bir demet çiçekle karşılanmıştır

    Memleket yanar, halk itlaf edilir, her türlü kutsalımıza tecavüz edilirken insanlar malını, ırzını, şerefini müdafaa etmesin diye fetvalar yayınlatıyordu

    Milli mücadeleyi ve kuvayı milliye hareketine katılanları vatan haini ilan ettirip bulundukları yerlerde katledilmelerini emrettirdi

    Tarihi fesli dürzüden öğrenenler için kahramandır.

    Halil inalcık ilber ortaylı gibi hocalardan öğrenenler için...

     
  6. "Devleti ve milleti sıyanet [korumak] için paratoner vazifesi gördük. Mukadderat böyleymiş".

    Diyen Vahdettin, Sultan Vahdettin değil,sadece Vahdettin ,çünkü "zorla" sürüldüğünde zaten sultan değildi ,saltanat kaldırılmışti.(Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir.

    M.Kemal-Nutuk-Söylev, Cild II,

    Türk Tarih Kurumu,

    4.Baskı, 1999, Sayfa 920,)

    "bkz:yesinler demokrasinizi"

    Neyse konumuz bu degil.

    -Çit Kasrı,haremdeki Yeni Köşk ve Japon Köşkü 14 Haziran 1919 tarihinde yandı. Sultan Vahdettin canını zor kurtardi.

    -Gazetelerde her gün hakaret eden yazılar nesrediliyordu. Falih Rıfkı, Süleyman Nazif, Hüseyin Cahit ve Ziya Gökalp bunların en ileri gidenleriydi. Hatta Gökalp, Padişaha "Kara Sultan" diye yazılar yazıyordu.

    -Saraya tehdit mektup ve telgrafları yağıyordu.

    -Mecliste alenen aleyhinde ağır hakaretler ediliyordu,Diyarbekir Mebusu Şükrü bey "taşlamayı " bile teklif etti.

    -Sakallı Nureddin Paşa, yazılarında Ankarayı eleştirdi diye Dahiliye nazırı Ali Kemal Beyi kaçırtıp İzmitte askere linç ettirdi; yetmedi "padişahı da böyle yapacağını" söyledi.

    -Tehdit ve korkudan Ferid Paşa, Mustafa Sabri Efendi, Sadık Bey, Refik Halid Karay İstanbulu terketmek zorunda kaldı.

    -Vahdettin İngiliz yüksek komiseri Sir Horace Rumbold'a barış konferansına Ankara'yı cagirmalarini eleştirince ;

    "Bu süreçten sonra İstanbuldan ayrılmasının imkansız olacağını" söyleyerek şehri terketmesi konusunda tehdit etti.

    -Tevfik Paşa'nın(İstanbul )5 Kasım'da istifasını beklediler ,mührü Refet paşaya (Ankara)teslimini beklediler ta ki ayin17 sine kadar.

    -Sultan Vahdettin İngiltereye "gidiyorum ama feragat etmiyorum " dediği halde.

    - Hatta 11 Kasım 1922 de İstanbuldaki işgal kuvvetleri kumandanı General Harington a "memleketimden ayrılmayı düşünmüyorum! " demişti

    -Ankaradan haber bekliyordu , Sadrazam Tevfik, İzzet ve Ali Rıza Paşalar, "Ankara ile anlaştık. Onun istemediği Ferit Paşadır Zaferden sonra gelip biat edecek" diye Padişaha teminat vermişti.

    -Mustafa Kemal'in gelip "Vazifemiz bitti, emrinizdeyiz padişahım" diyecek hali yoktu artık,senin atlarına kadar satıp,müfettiş olarak yolladığın kişi (mka)bunu yapmayacakti.

    -Üstelik Ankara Meclisi, padişahı vatana hıyanet ile itham eden teklifi kabul etti.

    -Halbuki Kanun-ı Esasi(anayasa) gereğince padişah hükümet icraatından mesul değildi.

    -Yani zorla sürülmesi için her ortam el birliğiyle hazırlanmıştı

    -Sinsi İngilizler, gaflet ve hıyanet içinde olanlar vahdettinin İstanbuldan ayrılmasını istiyor; fakat onu kaçırmış rolüne düşmekten korkuyordu ,hem ortamı hazırladılar hem haberleri yok gibi davrandılar.

    -Hindistan korkusuyla halifeye dokunmayan, ama halife olmasa daha rahat edecekleri kendileri ile daha uyumlu istişare edecek ve çalışacak güçlerin olması gerektiğinin de farkındaydılar.

    --isteklerini yapmazsa İstanbulu Yunanlara vermekle tehdit ediyor; Kemalistlere karşı oluncada destek olmayıp; aksine Anadoludaki mukavemet yüzünden padişahı ve hükümetini cezalandırıyorlardı ve başardılar da.

    -Siyasi bir buhrana iç savaşa ,kardeş kanının akmasına sebep olmak istemiyordu, ortalık yatıştıktan sonra tekrar geri dönmek niyetiyle hicrete razı oldu.

    -Hatıralarında, "Yaşamak imkansız olan yerden hicret, Hazret-i Peygamberin sünnetidir" demiştir. Korkak değildi yaşlı ve hastaydi, tek ciğerle yaşıyordu. Korkak olsa , Babıali Baskınından sonra İttihatçı fedailerin elinden kendisine sığınan Mülazım Şaban Efendiyi canı pahasına vermemezlik yapar mıydi?

    -Yüksek komiser vekili Nevile Henderson'a "şerefimi kurtarmak için gidiyorum, döneceğim" demisti .

    -Ankaranın (mka)Refet Bele vasıtasıyla yaptığı, saltanatsız halifeliği kabul ederek yerinde kalma teklifini geri çevirmişti. Yurt dışında faaliyette bulunup, her şeyi değiştirme hayali vardı, hayal olarak kalacağını bilemedi

    -Sinsi İngilizler Padişahın kendilerine iltica ettiği imajını vermemek,Ankara ile siyasi denge ve sömürgelerindeki milyonlarca Müslümana da Padişahı tahttan ayrılmaya mecbur etmiş gibi görünmemek lazım olduğunu biliyordu

    -Bunun için, talep kendisinden gelmiş gibi yapmalari gerekiyordu.

    -Harrington "Talebin Padişahın el yazısı ile ve mühürlü olmasını istedim, kaçırmış gibi olup ,suçlu düşmeyi istemedim,Hünkar, çaresiz buna dair mektubu yazmıştır." der hatiralarinda.

    -Ancak mektup ne Padişahin el yazısıyladır; ne de üstünde mühür vardır.

    -Saray kadınlarından Leyla Açba ve Afife Rezzemaza , sürgün edilen Ahmed Reşid Rey de hatıralarında aynısını yazar.

    -Lord Curzon der ki:"Sultanı İstanbulda bıraksaydık, yeniden İslam kahramanlığı rolü üstlenmesine; Fastan Afganistana kadar Suriyeye kadar müslümanları teşkilatlandırmasına kim engel olacaktı?"(Hülagü, 124)

    Ah koca sultan Senin giderken ,yardımcınin yolda okumak için aldığı Kur'an'ı bile "devlet malıdır " diye geri bıraktırman,san remo da kendisini kullanmak için gelenlere hayır demen(sultanım neden kabul etmediniz,kilerde soğan bile kalmadı) ,cesedinin bile haciz edilmesi yine de hain damgası yemesini engellemedi

    Belkide kızı Sabiha sultan ile evlilik yapmak isteyen ama geri çevrilen Mustafa Kemal'e damatlık verilse başka bir tarihimiz yazılırdı kim bilir...

    Rahmet ve saygıyla...

     
  7. Millet Sakarya savaşında düşmanı vatandan atmaya çalışırken dillere destan düğün yapıp evlenen son eski imparatorluk hükümdarı.

    Atatürk Vahdettin'in kızıyla evlenseydi...

    Atatürk paşalık alır, savaş kaybedildiği için ingiliz mandası olunur, sterlin kullanır, bu günlerde de bayrakları yarıya indirirdik...

    Yersen.. :)

     
  8. Savaşta evliliği eleştirilen sultan....

    Sadece sehzadeliginde drt evliliği olup,sonrasında ölen bir oğlu ve iki kıza sahip Sultan'ın,sarayda haremi yoktu,selefi Sultan Mehmet Reşat dan 12 hanımın kalmasına izin verip bunlardan nimet nevzat hanımla evlenmiştir ki gayet doğaldır,savaşta arkadaşının karısı ile mektuplasip hayatından çoğunlugu yaşı küçük 19 kadın gecenler bu kadar eleştirilmedi,sonuçta savaşsa savaş öyle değil mi?hatta yazılan ifadelere hiç girmeyelim.

     
  9. vi. vahdettin değil de vi.mehmet vahdettin olması gereken bir başlık. yıkılmakta olan bir devletin son yıllarında başa geçmiş, ingilizlerle arasını hep iyi tutmuş bir hükümdardı. gidişi de bir ingiliz zırhlısıyla oldu. kurucusu ve başkanı bir papaz olan ingiliz muhipleri cemiyeti derneğine üyeydi. atatürk'ü samsun'a milli mücadeleyi başlatsın diye göndermemişti, aslında atatürk'ü göndermemişti. ingilizler üst düzey bir subayın gönderilip anadolu'da düzenin sağlanmasını ve sevr'in sorunsuz uygulanmasını istediler, vahdettin de ingilizlerin talebini yerine getirerek bir subay gönderdi, hepsi bu. seçilen subay tesadüfen mustafa kemal paşa idi ve kendisine verilen görevin dışına çıktığı ve hatta tam tersini yaptığı için mustafa kemal ve birkaç subay arkadaşı hakkında ölüm fermanı çıkarıldı.

    atatürk nutuk'ta kendisini yerin dibine sokmuştur.

    atatürk'ün cinsel hayatının nasıl olduğunu bilmiyorum ama özellikle şeriatçıların atatürk'e küçük yaşta kadınlarla ilişkisini, böyle bir şey varsa tabi, utanılacak bir şey olarak ifade etmelerini komik buluyorum, zira dinen bir sakınca olmadığı açık. hz.muhammed'in eşlerinden ayşe 6 veya 9, safiyye 17, cüveyriye ve mariya 20, hafsa 21 yaşındayken peygamberle evlenmiştir ve hz.muhammed, yaşı 54-60 arasıyken bu kadınlarla evlenmiştir.

     
  10. bu adamın şanssızlığı var ben de...

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.