Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
çocuk, genç, yaşlı gibi bir ayrımın olmadığını, yüzümüze tokat gibi vuran söz öbeği.
hep nedense yaşlı insanlara ölümü yakıştırırız. hiç bize geleceğini düşünmeyiz, benim yaşım daha kaç. önümde daha çok ömür var ya da daha yaşlı insanlar dururken bana mı gelecek diye bir umursamazlık vardır hayatımızda.
bu umursamazlığa azrail, ölüm ile karşılık verir. işte o zaman ölümün varlığını daha iyi anlarız.
daha dün gencecik bir kadın, iki çocuğunu bırakıp sonsuz aleme gitti. o kadının ne hayalleri, ne planları vardı. sırf güzelleşmek, zayıflamak uğruna bir adım atarken, ecel bu hakkı ona tanımadı.
peki bizler ölümü bilirken, ne kadar ölümü anıyoruz ve kendimizi hazırlıyoruz.
maalesef bir cevabımız yok. sessizliğe gömülüyoruz; çünkü çok fazla hayallerimiz ve planlarımız var. onları yapmadan, gerçekleştirmeden gitmek istemiyoruz.
bunun yanında kırdıklarımız var kırıldıklarımız var, kırgınlıklarımız var. nefretlerimiz, intikamlarımız var.
var oğlu var..
son nefesimizde, heybemizde güzellikler dolu olması temennisiyle, susuyorum ve hala torbada bir şey yok.!
Aslında her ölüm erkendir. Kimse şu tarihte ölmem gerekiyordu da daha ölmedim demez. Ya da ölümü beklenmez kimsenin. Her ölüm beklenmediktir o yüzden her ölüm erkendir.
yaş 35 yolun yarısı diyen şair in 42 yaşında ölmesi ile henüz 35 inde olan bizleri endişeye iten durum.
Çünkü o senin için yaşı hep aynı kişidir.
Annen, arkadaşın, yeğenin, baban, dostun...
Tüm bu ayrılıkları yaşayan biri olarak söylüyorum hepsi benim için gençti.
12 yaşında ölen yeğenim de, 30 yaşında olen dostumda, 65 yaşında ölen annemde.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |