Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Bu cumanın konusu "Kadınlara merhamet ve iyi davranmak"tı. Zannedersem bütün Türkiye'de aynı metin geçiliyor. Ya da en azından aynı il içerisinde her cuma aynı hutbe veriliyor.
Cuma Hutbesi, Cuma namazının kılınmaya başlandığı günden bu yana namazın son kısmı olarak okunan derslerdir. Cuma namazının bir parçasıdır. Hutbenin sonunda imam tarafından Nahl Suresi' nin 90.Ayeti okunur.Cuma hutbeleri 1973 yılından 2006 yılına kadar Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından merkezden yayınlanmıştır.Hutbe farzdır ve Cuma ve bayram namazlarının yerine getirilme şartlarından birisidir.Cuma ile ilgili, "Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağırıldığınız zaman hemen Allah'ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın" (Cuma, 62/9). Âyette sözü edilen zikr bilginlere göre hutbedir veya hutbe ile birlikte namazdır. Buna göre hutbe de Cuma namazı gibi farzdır ve hutbe okunmayan Cuma namazı eda edilmiş sayılmaz.
günümüzde kilise papazlarının pazar ayininde verdikleri sohbetten farkı olmayan uygulama. sevgi, merhamet, mahabbet, 23 nisan v.s. pek bir işe hatta hiç bir işe yaramadığı açık. zira memlekette 120 bin cami ve 250 bin diyanet personeli var.(imam müezzin kurs hocası memur vs.) buna rağmen, hırsızlıkta, dolandırıcılıkta, kayırmacılıkta, içki kumar ve bilimum kulvarlarda hep birinciyizdir hamdolsun. sadece bizde değil bütün islam ülkelerinde durum aynıdır.
esasında cuma, mahallelinin sorunlarının giderildiği, hutbe verene soru hatta hesap sorulduğu, ihtiyaçların halledildiği, insanların en azından birbirlerinin yüzüne baktığı, dua ederken ne denildiğinin anlaşıldığı bir haldeyken malesef emeviler sonrası bu hale gelmiştir. hatta emeviler öncesi hutbe, namaz sonrası iken, milleti daha fazla camide tutup uyutabilmek için emeviler döneminde namaz öncesine alınmış, hutbenin dinlenmesi de farz haline getirilmiştir. sıkıysa dinleme. sonrasında da 2 rekat olan cuma namazı 16 rekata işin iyice cılkı çıkarılmıştır. şükür ki elimizde Kuran var. şükür ki Kuranda, Resullerin siyeri var. şükür ki okuyan müslümanlarımız var.(!)
1932 yılındaki türkçe hutbe:
cuma namazından önce minberde yapılan dua ve konuşmadır.
arapça bilmeyen türkler 1200 yıl "arapça hutbe dinledikten" sonra gãzî mustafa kemâl' in talimatıyla bu akıl dışı uygulamadan vazgeçilmiş;
5 şubat 1932 yılından itibaren türkçe olarak dinlemeye başlamışlardır.
beklentilerin aksine dünyanın sonu gelmemiş, kıyamet kopmamıştır.
bu gün cuma ve bayram namazlarında hutbe türkçe yerine arapça ile okunabilir mi?
darısı "türkçe namaz" ın başına.
cum'a hutbesinin türkçe yapılması ile ne söylendiğini anlayabiliyoruz..
dediğim konudur.
düşünebiliyor musunuz?.. arapça bilmeyen insanlara 1200 yıl arapça hutbe okunmuş. bu nasıl bir akıl tutulmaıdır?
namazlarımızı tanrı' nın bir âyeti olan kutsal türkçe ile kılmaya başladığımızda da diyeceğiz ki;
allah, allah!..yüzyıllar boyunca, anlamını bilmediğimiz arapça sureleri ezberleyip papağan gibi tekrarlayarak tanrı' ya ibadet yaptığımızı sanmışız.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |