Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
sokakları kıyıya dik inmiyordur.
evler kıyıya paralel uzanıyordur.
bahçelerin çok yüksek duvarları vardır.
insanlar selamlaşmıyor hatta göz göze bile gelmiyordur.
kimse kendisine soru sorulmasından hoşlanmıyordur.
birbirlerine bakmıyor ama birbirlerini dolaylı yollardan takip etmekten de kaçınmıyorlardır.
gibi detaylar.
zamanla sizin de olumsuzluğa kapılmaya başladığınızda anlaşılan durum
bir noktadan sonra o olumsuzluk sizi de etkisi altına alıyor
kendi çocuğunun selameti için başkalarının çocuklarını kolayca harcayabilen insanları keşfedersiniz mesela:
bunu hiç rahatsızlık duymadan yaparlar sonra hiçbir şey olmamış gibi yerler, içerler, sohbet ederler, gülerler, paylaşırlar... Hatta bu konuyu " ilgili ebeveyn olmak " olarak bile açıklayabilirler.
Binalar yapılardan çok kültür, öbürüyle beraber yaşamak istememenin dışa vurumu gibi geliyor bu hal bana daha çok... Köylerinde yaşarken aileleri ve herkesin tanıdığı bir çevre vardı, birileri gelince bu düzen bozuldu, adapte olamadılar insanlara, diğer yandan belki kendileri de bir yerlere göçtüler ya da çocukları dışarıya okumaya, iş gereği başka şehirlere gitti kendileri de yabancı oldular ama o hazımsızlık kronik işte devam etti. Eski konforları tanıdıkları bir çevre ile küçük bir yerde belki de akraba olmayan kişilerle dahi gereğinden fazla samimiyetle oluyordu... Şehirde bu ortamı bulamayışın sancıları bu. Herkes soğuk düşman gibi geliyor böylelerine. Bu toplumun misafirperverliği ile övünülür bir de... İngiliz vatandaşı Rus vatandaşı falansak döviz getirmişsek belki misafirperverlik vardır. Ben toplum içinde bu kadar birbirini çekememenin misafirperverliği de yendiğini düşünüyorum...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |