Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Hem umudu, hem umutsuzluğu; hem kavuşmayı, hem ayrılığı; hem varlığı, hem yokluğu anlatır.
Bitmeye yüz tutmuş, tükenmeye ramak kalmış, gerçekleşmek üzere olan ve eksikliğini yaşamamak için tamamlanması gereken bir şey anlatır. AZ ne kısa, ne uzun, ne acı, ne tatlı bir kelime. Çelişkilerin bir sözlüğü olsa ilk sırada yer alır. Mona Lisa gibi mutsuzluğu ve mutluluğu gölgeleyerek gözü hep üzerimizde...
Hakan Günday şöyle der
"Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi..."
Sen ne atlamak istersen o olur nitekim.
Hedefe giden yolda katedilen mesafenin çoğunun bittiğini, varılmak istenen noktaya nerdeyse gelindiğini, özellikle de kişi çok yorulmuş ise biraz daha dişini sıkıp, var gücüyle dayanması gerektiğini ifade eden, bu yüzden motivasyonu da arttıran bir söz dizisidir. bu aşamaya geldikten sonra çoğunlukla kişinin üstüne bir rahatlık çöker, kişi olaya nasılsa iş bitti gözüyle bakmaya başlar, ancak bu rehavet tehlikelidir zira işin hiçbir zaman nihayetlendirilememesine sebep olabilir. O yüzden az kalması o işin bittiği anlamına gelmez, ne yapıp edip, işi tamamlamak gerekir.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |