Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ilk olsun, orta olsun veya son olsun insanlık tarihine ait olan her uygarlığı araştıran bilim dalı. öncüleri hazine avcıları olmakla birlikte zamanla teknik bilgi birikim sağlanarak bilime dönüşmüştür. türkiyede ortalama bir vatandaş tarafından jeoloji ile karıştıran bilim dalıdır.
Kazılar yaparak, özellikle yazının icadından önceki devirlerden arda kalan yaşam formlarını ve eşyaları gün ışığına çıkaran; batılı arkeologların şöhret ve kazanç hırsı yüzünden yerli arkeologlara pek de bir şey bırakmayan bilim dalının adıdır.
Prof.Dr. Şemseddin Günaltay, Ord.Prof.Dr. Sedat Alp ilk akla gelen yerli arkeologlardır.
çok zengin bir uygarlığa ve tarihe sahip ülkemizde önem verilmeyen bilim. bir senede devlete 2 arkeolog alındığını okuduğumda şaşırmıştım. onca zenginlik toprak altında bekliyor.
çok zengin bir uygarlığa ve tarihe sahip ülkemizde önem verilmeyen bilim. bir senede devlete 2 arkeolog alındığını okuduğumda şaşırmıştım. onca zenginlik toprak altında bekliyor.
günümüzden binlerce yıl sonra
hasbelkader, bizden kalan bir avm ya da stadyum kalıntısı bulsalar.
aşağı yukarı ne işe yaradıklarını hemen anlarlar da.
kalmaz pek bir şey gibi.
inşaat sektörü tersine evrim yaşadığı için.
tozu bile kalmayacak hiçbir şeyin.
bir kere kalıntı zorunlu koşullar dışında zaten bırakılmıyor ama
oldu ya
Allah korusun bir nükleer felaket oldu, bir kimyasal facia yaşandı ya da tsunami vs. nedeniyle bölge aniden boşaltıldı.
belki o hallerde diyebiliriz de.
kalanlar bu kadar uzun ömürlü olmaz, çürür gider.
iki arkeoloğun yaptığı ortak yayını dinliyorum.
şöyle söylediler:
günümüzde çok küçük bölgelerde, sınırlı alanlarda konuşulan ve kimi zaman ölü dil olarak adlandırılan diller aslında sadece o sınırlı küçük bölge ile değerlendirilemez.
eski çağlarda çok geniş alanlarda, değişik coğrafyalarda konuşulan yaygın bir dil zamanla ölü bir dil haline gelmiştir ve belki de bir iki köyde konuşulan bir dile dönüşmüştür.
bu durum o dilin öteden beri çok sınırlı bir alanda konuşulduğu anlamına gelmemelidir.
ayrıca dillerin geçişkenliğinden, yaşayan bir organizma gibi olduğundan, ortak kelimeleri olan dillerin aynı kökten gelmese bile yakın coğrafyaları paylaşan insanlar tarafından konuşuluyor olabildiğinden daha pek çok şeyden bahsettiler.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |