Umay, deniz aşırı bir ülkede yaşıyor. Haritada yeri var ama kalpteki yeri tarifle bulunmaz. Sabahları kahvesini içerken memleketten esen rüzgârı arar, halbuki rüzgâr oralara uğramaz, pasaporttan korkar. Yine de inadına pencereyi aralar belki bir serinlik gelir diye, bir umut yani. Çünkü Umay umut etmeyi hiç bırakmaz.
Çocuksu ama çocuk değil. Gülerken gözlerinin kenarında kırışıklık yok ama bakarken geçmişi kıvır kıvır çözüyor. Birine gönlünü verirse, öyle hemen belli etmez. Sevdiğini alnına değil, çantasının içine iliştirir. Yol yordam bilmeyene el uzatır ama kendisi yolunu tek başına bulur. Hüzünlenince kalkıp bulaşık yıkar, çünkü su konuşmaz, sorular sormaz.Umay'ın adresi uzak ama huyu hâlâ mahallenin köşe başında. O bir yerlere gitti ama kendinden hiç taşınmadı.
İşte böyle bir kız Umay. Keşke yasaklansa haha