Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

manovra di heimlich

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

43 entry hiç konu açmadı hiç puanı yok
16.05.2025 00:53 son işlem tarihi takip etme takip et

Çay demleyemeyen kızın ankastre mutfak istemesi

Toplumsal rollerini pırıl pırıl içselleştirmiş; tam bir kahve insanı.

Çocukken eline oyuncak kroze ve laboratuvar tüpleri verdinizde Maria Curie gibi element mi keşfedemedi! Siz zaten büyük beklentilere girmemişsiniz: Tek istediğiniz, suyun kaynama noktasıyla çay poşetinin sahneye çıkış anını doğru hesaplaması. Bunu öğrendiğinde, ankastre mutfağı hak edecek yani.

28.04.2025 14:50
  1. Türkiye'de neden bilim adamı yetişmiyor sorunsalı

    Çünkü bizim eğitim sistemimizde felsefeye yer yok. Bize çarpmayı, bölmeyi ve matematiğin bütün türevlerini ?hayatımızda pek de lazım olmasa bile? öğretiyorlar ama -nasıl yaşanırı öğretmiyorlar.

    Sorgulamıyoruz! sorgulayamıyoruz.

    Oysa bütün bunlar yerine yaşam felsefesini bilsek, düşünsel yetkinliğe ulaşabilirdik. Ve buna matematikle değil, felsefe ile ulaşabiliriz. Felsefesiz insan yoktur; başkasının felsefi söylemleriyle yürüyen insan vardır. Ve doğa boşluk kabul etmez: Sizin yerinize başkaları felsefe yapar ve sizin yaşamınızı yönlendirir. Ama nasıl yönlendirir? Eğer milletseniz sizi sömürge yapar; birey olamamışsanız sizi kullanır.(Sevdiğim kitaplar silsilesi.) Yani bilimi uygulayacak insanın düşünsel dünyasını oluşturamadıktan sonra, istediğiniz kadar teorem ezberletin, sonuç alamazsınız.

    Oysaki yakın tarihimize bakıldığında, okullarımızda 12 Eylül 1980 tarihine kadar ortaokul seviyesinde başlamak üzere hem felsefe hem de psikoloji dersleri verilirdi.

    O tarihten sonra, yüce büyüklerimiz bahsettiğimiz iki dersi müfredattan çıkartarak, yerlerine o güne kadar seçmeli olan (ve yalnızca İslam dininin Sünni yorumunun öğretildiği) Din Bilgisi dersini, -Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi- adı altında zorunlu ders haline getirdiler.

    Ve bu, o günden bu yana uygulanmakta olan bir devlet politikasıdır.

     
  2. birbirine bebeğim diyen kadınlar

    Tercih etmem edeni de kategorize etmem

     
  3. Salinta magentha

    Sanatla külhanbeyliği aynı potada eritebilen nadir karışımlardan biri.

    Bir yandan maskülen tavrıyla -ben buradayım. derken, diğer yandan dişil enerjisiyle ortamın duygusal termostatını ayarlar. Net konuşur, kıvırmaz. Lafı dolandırmaz. Neşesi yüksektir ama asla sahte değildir. Bir bakarsınız arabesk dinler, bir bakarsınız -eh boşver ya. diyip kulağınızı çeker. Tanımam, dostları daha iyi bilir tabi; ama bana sorarsanız - Sıkı arkadaştır. denecek insanlardan biri. Naber Megi=)

     
  4. ne varsa sözlükte var

    Ben uzun yazabildiğim için sevdim! Bi mola da üç cümlede kendimi Dostoyevski gibi hissettiyolar.Bütün yorumlar aynı - uzun diye okumadım. Evet çünkü bu bir cümle değil düşünce! Siz Okumaktan değil varoluşun kendisinden sıkılıyorsunuz kardeşlerim=)

     
  5. Flörtöz kişi

    Flörtöz? Ama neye göre? Flörtöz olmak için artık flört etmene gerek yok ki! Gülümsediniz mi? Tebrikler, artık beş kişi sizi gizlice seviyor. Birkaçı da şiir yazmaya başladı bile. Halbuki siz sadece kibarlık ettiniz.Ama toplum kararını verdi: Flört var. Teşekkür ederim mi dediniz? İşte bu noktada flört sınırını çoktan aştınız. içten, sıcak, biraz da göz teması içeren bir teşekkür ederim dediniz. Samimi, nazik ve? tehlikeli. Karşınızdaki artık bu ilişkiye bir isim koymak istiyor=)

    Şaka mı yaptınız? Tamam. Bu açık flört. Gülmek insanı savunmasız bırakır. Halbuki siz sadece sosyal kaygınızı örtbas etmeye çalışıyordunuz. Flörtöz değildir o!

    Sıcak kanlıdır, naziktir, cana yakındır. İnsandır. Hepsi bu=)