![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
![]() |
manovra di heimlichBu üye ÇaylakBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
Birinci teknik: -El alem ne der! disiplini.
İkinci teknik: -Yemekle tehdit etme.
Yemezsen büyüyemezsin. Büyümezsen kimse seni sevmez. Bunu bir de dolma göstererek söylüyorlar, yani travma doğrudan zeytinyağli dolma şeklinde geliyor.
Üçüncü teknik: Şiddeti sevgiyle dengelemek. -Vururum bak! cümlesinden hemen sonra gelen -Sen benim canımsın ifadesi.
Yani çocuk hem suçlu hem muhtaç. Kafası karışık.
Dördüncü teknik: -Kıyasla motivasyon.
-Bak Ayşe kaç almış?
-Bak Ali uslu uslu oturuyor.
Ve en fenası: Ben senin yaşındayken
Sonuç: Çocuk bir gün büyür, psikoterapiye başlar. Terapist sorar: Seni en çok etkileyen şey neydi? Cevap: Beni başkasıyla kıyaslayan, ama başkasına benzememi istemeyen sistem.
Ben düşmanına nasıl davrandığına bakarak tartarım. Bana göre kavgada kendini bozmayan insan, insanlığın en nadide formudur. haksızlığa uğrayıp da zalime dönüşmeyen. Çünkü aranız iyi iken herkes iyidir.
Ben, bildiğimiz Nesrin i ararken rastladım kendisine. Sevinçli bir telaş içinde değildi tabi. Kimmiş bu? diye baktım. kadın bildiğin yürüyen libido. Tanrı tarafından Özel Seri olarak üretilmiş sanki. onu yaratırken o kadar yorulmuş ki, bana gelince ya boşverin, bırakın bu da böyle hatalı üretim olsun demiş. Hayır yani bu kadınsa ben, Bir tür son dakika yaratığıyım =) Azeri kökenli, bir oyuncu kişisiymiş.
Bugün hiçbir şey olmadı. Daha doğrusu çok şey olmadı. Uyanamadım mesela. Yani uyandım ama bilinçli değildim. Geç uyandım. Gözlerim açık, beynim tatildeydi. Kahvaltı etmedim. Çünkü evde bir şey yoktu. çünkü dün markete gitmedim. Dışarı çıkmadım. Çünkü hava tam olarak -çıkma da ne yaparsan yap. havasıydı. Hani böyle camdan bakıyorsun ve evren sana, -Kendini yorma, kimse seni beklemiyor, diyor. Ay atmosfer bile ruh halimle dengede!
Telefonumu şarja takmadım. Ama o da bana inat, bir türlü bitmedi. Sanki birlikte yok olmaya karar verdik! Yani Bugün hiçbir şey olmadı. Ve bu da başlı başına bir şey bence=)
Herkes onun o şiiri, polisler yüzünden Gülhane Parkı nda buluşamadığı sevgilisine yazdığını sanır. Oysa o şiir, Temmuz 1957 de Bulgaristan da yazılmış. Nazımın memleketten uzak, hasretiyle en çok kahırlandığı o günlerde. Ama uzaklık sadece bir coğrafya!
O hâlâ Gülhane Parkında bir ceviz ağacının gövdesinde, yaprağında, serinliğinde. Ne polis bildi, ne başkası. Nazım, Gülhane deydi. Ve orada olmaya devam ediyor!
Takipçi bulunmuyor. |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |