Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

tuvalet fırçasını paylaşamamak

paylaş araştır

 

  1. ben böyle değildim, yaşarken oldum

    bu kötü kaderi sonradan buldum

    acaba ben almam sen al, ben kutuma gideyim diye mi tartıştılar

    yoksa

    onu da ben alayım set bozulmasın, hayır niyeymiş fırça da benim diye mi tartıştılar

    ya da

    sen al sana daha layık , hayır niye ben alıyormuşum bana ne demek istiyorsun

    diye

    tartışılmış da olabilir.

     
  2. Tuvalet fırçası bir yuvayı mı kurtarmış ben mi yanlış anlamışım dediğim olay. Tuvalet fırçası tuvalet fırçası olalı böyle bir misyon edinmemiştir.

    Şaka bir yana toksik bir evlilikmiş, keşke bu kadar cimrilik, hesap yapmadan önce evlilik işine hiç girişmeseydiler.

     
  3. Beterin beteri varmış.

    Kimi tencere tava tost makinesi ister kimi de fırça...

    Böyle iyi biz kötüyüz aynen...:))

     
  4. nerde nasıl paylaşılmamış dediğim konu.

    hayır yani bir alışveriş merkezinde mi, yoksa evde mi gerçekleşmiş bu olay, düşündürücü bir konu.

    peşinden allah başka dert vermesin demek istiyorum. önceden zenginin malı züğürdün çenesini yorar derlerdi, şimdi ise tuvalet fırçasına kadar düşüldü. burnumuz hiç şeyden çıkmıyor. kötü mü koktu burası ne ?

    :)

     
    (Bkz: zenginin parası züğürdün çenesi)
  5. Tuvalet fırçası gibi bir nesneyi paylaşamayan insanın görgüsünden söz etmek mümkün müdür? Görgü, çoğu zaman maddi zenginlik ve nüfuzun sağladığı imkanlarla şekillenen yüzeysel bir davranış kalıbı gibi algılansa da aslında bundan çok daha derin bir kavramdır.

    Görgü, yalnızca başkalarına karşı sergilenen bir nezaket değil, aynı zamanda bireyin kendi iç dünyasına duyduğu saygının, topluma olan farkındalığının bir yansımasıdır. Görgülü olmak, bireyin sadece davranışlarıyla değil, yaşamın özüne dair anlayışıyla da çevresiyle uyumlu olmasını sağlar.

    Peki, bir insan kendini nasıl bu kadar küçük ve önemsiz bir meseleye hapsedebilir? Bu noktaya gelmek, yalnızca bir eşya ya da bir durum üzerinden değil, hayatın bütününe karşı sergilenen bir tutumla ilgilidir. İlişkilerde bu kadar çözümsüz hale gelmek, karakterdeki kırılmaların, kişilikteki eksikliklerin ve yaşamı kavrayış biçimindeki sorunların işaretidir.

    Sonuçta hepimiz geldik, geçiyoruz. Bu tür trajikomik durumları yalnızca izlemek ve hayatın mizahi yanıyla yüzleşip geçmek lazım. Çünkü böylesine anlamsız düğümleri çözmeye çalışmak, onları çözmekten daha büyük bir vakit kaybıdır.

     
  6. haberi ilk okuduğumdan beri aklımdaki düşünce şuydu:

    acaba fırça bahaneydi, küllenmiş durumun bir daha ateşlenmesi umuduyla süreyi uzatacak bir hamle mi yapıldı?

    olay benim nazarımda hassastır, umarım her iki taraf için hayırlısı olur.

     
  7. at üstünde kuduz dalaması

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.