Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
öğrenmez olaydım dediğim hikaye.
hikayede dosdoğru davranmaya çalışan tek bir karakter var.
kralın kızının hizmetçisi olan kadın. o da gücü pek bir şeye yetmediğinden.
herkes sağa sola savaş açıyor. irlanda İngiltere'ye, İngiltere İrlanda'ya, arada hepsi birbirine, sürekli dövüşüyorlar.
köyler basılıyor, kafalar kesiliyor, kollar koparılıyor, insanlar esir alınıyor.
aralarda köpekler, tavuklar her şeyden habersiz geziniyor.
kralın kızı insan değil bir çeşit eşya. dövüşü kazanan askerin lorduna hediye ediliyor. olmadı oraya, olmadı buraya, kıza fikrini soran yok.
hediyeyi kabul eden lord, sırf kralın kızı diye kabul ediyor. Yüzünü görmeye gerek bile duymuyor.
Tristan seni Allah bildiği gibi yapsın. Senin beyninin olması gerek yerde tulum peyniri var. onur monur diyor, şeref diyor haysiyet diyor yan çizip elleriyle sevdiğini teslim edip evlendikten sonra kaçak göçek saçmalıklar...
kimin gücü kime yeterse.
entrikalar, dolaplar, dalavereler...
kim haklı ?
haklı maklı yok.
her mağdur üste çıkmak için bir başkasının hakkını ezmiş de ezmiş.
Fim güzel ama izlenir.
isolde'dan bahsetmeyi unutmuşum.
baban seni zorla nişanlıyor, itiraz etmiyorsun ama adamın geberip gitmesi için dua ettiğin gözlerinden okunuyor.
adam aba altından sopa gösterip " ben de en az senin kadar toksikoloji biliyorum " diyor, kem küm ediyorsun.
yabancının hayatını kurtarıyorsun, elli hava vurup yalan üstüne yalan anlatıyorsun.
sonra tutup onunla birlikte oluyorsun ama peşindeler kaç buradan diyorsun, maçan yemiyor onunla gidemiyorsun.
aheeeeeyyyy aheyyy daha sayayım mı ?
Kazancakis yine akla gelir:
Sonuna kadar git be insan, korkma !
yarım işler, yarım sözler, yarım iyilikler, yarım günahlar, yarım yamalak hayatlar ...
herkes, tek bir nefes dahi fazladan alabilmek için bir diğerinin kafasına basıp üzerine çıkmaya teşne...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |