Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

tatar çölü

paylaş araştır

 

  1. Dino Buzzati'nin 1940'ta yayımlanan romanı. 1949 yılında Fransa'daki çevrisiyle Buzzati'yi dünyaca ünlü bir yazar yapmıştır.

    Orijinal ismi: Il deserto dei Tartari

    Yazarı: Dino Buzzati

    Yayımlanma tarihi: 1940

    Türkçe çevirileri:

    ]konusu:Romanın kahramanı genç teğmen Drogo, ülkenin sınırındaki kalelerden birine atanır. Drogo kaleyi görür görmez geri dönmeye karar verir. Fakat daha sonra gelişen olaylar, Drogo'yu kaleye bağlar. Zamanla kale, Drogo'nun kaderi haline gelir.

    Sıradanlığın pençesine düşüp, önüne çıkan fırsatları değerlendirmek yerine alışkanlıkları içinde kendini unutarak tıpkı geceleri yatarken sesini duyduğu tıp tıp eden su damlaları gibi akıp geçen zamana yenik düşen bir adamın hikayesidir.

    Romanda Kafka'nın etkisi açık olarak görülür. Buzzati, Tatar Çölü romanıyla insanın yazgısından kaçmasının imkansızlığını ortaya koymuştu

     
  2. şu an yarısına gelip okumayı işlerden dolayı tamamlayamadığım kitap

     
  3. Okurken ara ara bu dünyayı ve yer yer de insanları/kendimi bastiani kalesi sandığım, her sayfasında bu gerçeği yüreğimin ta derininde hissettiğim; hiçliği, varoluş dilemmasını iyice çıkmaza sürüklediğim dino buzzati'nin, birçok yazarın da tarzını sezdiğim eseri. Misal; Dostoyevski, camus, kafka...

    esasında insan yazgısının değil, kendimizin kaderi belirdiğini düşünürken 'coğrafya kaderdir' sözü ile günlerin ne kadar çabuk ve yavan geçtiğini teğmen drogo'da fark ediyorsun. Erteleyişler, alışmaları görünce pesimisteliğe doğru yol aldığınız korkutabilir sizi. Ne istiyorsun ve sana sunulanı nasıl kabulleniyorsun gerçeği ağır basıyor kitapta. Öte taraftan kitabı okurken ve kendimizle mukayese ederken olanları, yaşamın gerçekten sığlığa layik mi sorusu doğuyor. Öylece bırakıp geçsin mi hayat gözden/gönülden uzak bir girdaplar kalesinde diyorsunuz. Sınırda olan bir kaleye giden çoğu askerin ortak kararları ve bu karara sürükleyen ruh hali, değiştirmek için tabiri caizse kılını kıpırdatmayanların iyi bir somut analizi var. Yıllarca bu ahvali sadece gelebilecek bir düşman tehditi ile taçlandırmak...

    Bir ömür, bu şekilde tüketilmeyi hak eder mi?

    Evet, yaşam bir bastiani kalesi ve hepimiz bir teğmen drogoyuz. lakin bunu değiştirebilecek güce de sahibiz. Ya o kalenin içinde kendini kandırıp ve hiçbir atak göstermeden olmayan bir düşmanı bekleyeceksin ya tam da o düşman geldiğinde ömrünün sonunda olacaksın ya da o kaleden çıkıp farklı ve türlü türlü cafcaflı mimariler ile olan şeyleri göreceksin.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.