 Türkiye'nin memur portalı |
 Oturum aç
 Üye ol
 Parolamı unuttum
|
Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç
Üye ol
Parolamı unuttum
|
tanrı elçiliği müessesesi bir kişinin, yalnızca ama yalnızca bir kişinin doğru söylediği ön kabulüne göre oluşturulmuş bir müessesedir.
ulusları, devletleri dizayn eden, sayısız savaşın veya barışın, ittifakın veya düşmanlığın tesis edilmesine zemin hazırlayan, kültürleri şekillendiren kısacası dünya tarihini kökünden etkileyen birçok olayın çıkış noktası işte bu bir kişinin doğru söylediği varsayımına dayanır.
tanrı elçiliği yani peygamberlik kültürü olan tüm dinler için durum aynıdır.
tanrı elçisi yeni bir dinin gönderildiğini ve tanrı'nın kendisiyle iletişime geçtiğini söyler, tanrı'nın insanlara mesajlarını içeren bir kitap oluşturur. sonraki yüzlerce yılda binlerce din adamı toplamda milyonlarca sayfalık kitaplarla o dinin esaslarını detaylı olarak açıklamaya çalışır, toplum o kurallara göre yaşar, o coğrafya hatta dünya bundan etkilenir. işte tüm bunlar, tanrı elçisi olduğunu söyleyen kişinin doğru söylediği varsayımına dayanıyor, tüm dayanak bundan ibaret. doğruysa zaten tanrı insanlığa bu şekilde bir yaşamı uygun görmüştür denebilir. ama eğer doğru değilse yukarıda yazdığım her şeyin bir ama sadece bir yalan üzerine kurulduğu, üzerine inşa edilen her şeyin bu yalana bağlı olduğu için dayanaksız kalıp yıkıldığı ve binlerce yıldır milyarlarca insanın yaşamının bir hiç uğruna isteyerek veya zorla dizayn ettirildiği sonucuna ulaşmak mümkün.
üstteki arkadaş 2 sözcükle raconu kesmiş kendince, lol
dini jargona göre peygamberlerin müjdeci ve uyarıcı olduğunu biz de biliyoruz. tanrı elçisi olduğunu söyleyen kişilerin müjdeci ve uyarıcı olup olmadıklarının kanıtı sadece kendi söylemleri ve bu kanıtla insanların, ulusların yaşamlarını, devletlerin tutumlarını, kararlarını etkilediğini, dizayn ettiğini görmek zor değil. #3nhc bunu anlatmaya çalışıyor, taraflı olarak bakıldığında müjdeci diyen de olur, sahtekar diyen de.
cevap vermek gibi algılama ama şimdi dünyada şöyle bir sıkıntı var:
kötülük her yerde ve kullanacağı malzemenin haddi hesabı yok.
Afrika'dan çocuk kaçırıp kara büyü bozmak için canlı canlı kafasını kollarını kesip thames nehrine atanlar mı dersin,
düşman ülkeden insan kaçırıp bir ömür boyu hücre gibi yerlerde kapalı tutanlar mı dersin,
kendi öz kızlarından doğan çocuklarıyla büyük bir koloni kurup kurduğu koloninin başına geçip onlara cehennem hayatı yaşatanlar mı dersin,
kendi öz kızını 8 yaşına kadar bir giysi dolabına kapatıp aç susuz bırakıp işkence yapıp 2 yaşında gibi görünmesine sebep olanlar mı dersin,
ülkeyi yabancılardan temizlemeyi düşündüğü için bir adadaki onlarca insanı silahla vuranlar mı dersin,
başıboş bırakıp köpek kulübesine terk ederek çocuğunun adeta köpeğe dönüşmesine sebep olanlar mı dersin...
bunu rakamsal olarak ispatlayabilmemiz için neden burada olduğumuza dair hiçbir mantıklı açıklama ihtiyacı duymayan bir insan topluluğunun birlikte huzur içinde yaşayabilme kapasitesine bakmamız lazım.
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |