Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
genellikle yaşlıların hiç dilinden düşürmediği, yetmişine yaklaşan babam ve annemin günde bin kere filan kullandığı, biz gençlerin ise çok nadir, belli zamanlarda kullandığı cümle, sanki o anlarda zorunluluk hissetmişcesine. kendi tespitime göre yaşın ilerlemesiyle kullanımı artıyor hem de sanki logaritmik olarak.
bu lafı en içten bir şekilde kullandığımı hatırladığım ilk zaman, tam ümitlerimin tükendiği anda kpssnin son atamasında kendi yaşadığım coğrafi bölgenin en uzağına, sekiz dağın arasına atandığım zamandır. bazen nankörlük edip isyan etmiyor değilim gereksizce.
ikincisi ise doktorun on gün içinde büyük bir ihtimalle hayatını kaybedeceğini söylediği babamı tam iyileşememiş olsa bile hastaneden taburcu ederkenki zamandır.
aslında ne kadar çok şey var bu sözü kullanmamızı gerektirecek gün içinde, biz yine de bir yolunu bulup karamsarlığa kapılıveriyoruz istemsizce.
Annemin ve sonra sahip olduğum Kelebek' in varlığı için gündüz- gece sarf ettiğim söz..
Sabahleyin annemin pişirdiği ekmeğin kokusuyla uyandığım vakit,uzun bir yoldan dönüp arabayı park ettiğim an ve evimin kapısını açtığımda içtenlikle dilimden dökülen kelime.. Kızımın saçlarını tararken hissettiğim mutluluğun minnettarlığını eda edişim..
..
Karanlık gecenin ardından aydınlık sabaha ulaştığımız anda, darlıkla beraber gelen kolaylığa sonra aslında gümüş olan kapının kapanıp hemen altın olarak açılan kapıya daima şükretmeli..
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |