Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Sivil itaatsizlik

paylaş araştır

 

  1. Sivil yönetim tarafından uygulanan yasaların özüne uyarak yasalara riayet etmeme, karşı koyma anlamına gelmektedir. Yasaların ya da hükümet politikasının değiştirilmesini hedefleyen, kamuoyu önünde icra edilen(aleni), şiddete dayanmayan, vicdani ancak yasal olmayan politik bir eylemdir. Bireysel bir tutum şeklinde olabileceği gibi zamanla toplumsal karakter de gösterebilir.

     
    (Bkz: martin luther king)
  2. Devlet memurlarında sendikaların uyguladığı kıyafet yönetmeliğine karşı şiddetle desteklediğim durumdur.

     
  3. bir hevesle başlanılan bir eylemdir. Geri dönüşü olmadı sakallı kotlu...

     
  4. kamuda başörtüsü serbest kalana kadar devam eden eylemdir. sendika gene ters köşe yaptı

     
  5. "Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma" gibi anlamlar taşıyan itaat, kendisini meşrulaştırmak isteyen kurumlara ayak diremekte ve her türlü baskıya yasal ya da yasal olmayan protestolarla karşı koyma yolunu seçmektedir günümüzde. Ve artık bir öfke ve kin yükselmesiyle kendisine yeni bir zırh edinmiş durumda: "İtaatsizlik"

    Bireyin toplum içinde yalnızlaşması sonucunu doğuran etmenler bir başkaldırıyı tetikledi, pasif bir direniş üzerinden modern dünyanın siyasî terminolojisi içinde yeni bir kavramı ortaya çıkardı: "Sivil İtaatsizlik"

    Bu kavram, sivil toplum örgütlerinin geliştiği ülkelerde revaçta ve kendini gerçekleştirme çabasının da ötesine geçmiş durumda. Örneğin Fransa'da mevcut siyasî idarenin tarım politikasını eleştiren çiftçilerin Fransa'nın hemen her köyünden ve banliyösünden ülkenin merkezine akın etmesi ve traktörleriyle Paris trafiğini kilitlemesi, Yunanistan'da ekonomik kriz nedeniyle maaşları düşürülmüş memur ve emekli sınıfının Atina sokaklarını savaş alanına çevirmesi, İngiltere'de harç ücretlerine zam gelmesini protostolarla karşılayan üniversite öğrecilerini ancak atlı İngiliz polislerinin durdurabilmesi. Sivil itaatsizlik buralarda bireysellik boyutunu da aşarak toplumsal bir anlam kazanmakta, toplumsal sivil itaatsizlik ile kendini hissettirmeyi başarabilmektedir.

    Bizim ülkemizde ise sivil itaatsizlik henüz yeni yeni ortalıkta görünmektedir: sisler ve coplar hatta tekmeler içinde görülebilmektedir. Genetik kodlarımızdan gelen bir ürkeklik midir yoksa karnımızı doyurmaya yeten üç beş kuruşumuzun elimizden alınacağının korkusundan mıdır bilemem ama ülkemiz insanlarında bu konuda bir çekingenlik olduğu apacık ortada. Yukarıda saydığım ülkelerden daha fazla sıkıntı çektiğimiz alanlar varken en ufak bir sivil itaatsizlik eyleminde polisin bir üniversite öğrencisini tekmelemesi ve öğrencinin çocuğunu düşürmesi, ya da bir yumurta eyleminde ceketinin sol kolunun (tam hatırlamıyorum sağ kolu da olabilir) kirlendiğini söyleyen AB Başmüzakerecisi'nin bu hareketi sineye çekemeyeceğini söylemesi ve öğrenciyi mahkemeye vermeye yeltenmesi midir bu alandaki çekingenliğimizin açıklaması? Devlet ya da devleti yöneten siyasî güç yasalardan aldığı yetkiyi kullanarak sivil itaatsizlik eylemlerini boşa çıkarmaya çalışırken, yasaların istenildiği şekilde yorumlanmasına öfkelenen bireylerin meşru eylemlerini ya da protestolarını tahammülsüzlükle edilgenleştirmesi midir bu ürkekliğimizin açıklaması?

    Bizde "sivil itaatsizlik"in gelişmediği ya da gelişmesine fırsat veilmediği ortada. Bireysel çıkışlara dahi tahammül gösterilemeyen bir ülkede -bireyseli geçtim- toplumsal bir itaatsizlik eylemine anında polis tekmesiyle cevap verilmesi karşısında sivil itaatsizliğimizin gelişim gösterememesine şaşırmamak gerek. Ama yine de bunu aşabilecek bir oluşumun hazırlanabilmesi için gerekli bir zeminin oluşturulabilmesi gerekli. Bu oluşum için yani sivil itaatsizlik olgusunun modern dünyada bireyin en doğal hakkı olduğunun egemen güçlere hatırlatılabilmesi adına mücadelenin sürdürülmesi yararlı olacaktır. Polis tekmesinden kurtulmanın yolu öncelikle sivil itaatsizlik olgusunun bireyin bir hakkı olduğunu bir manifesto yoluya egemen güçlere duyurmaktan geçer. Bu manfestoyu duyurmanın metodları sorgulayan, uyuşturulmaya karşı direnen bir toplumsal yapıyla ortaya koyulabilir. Bugün için iyimser olmasam da gelecek de böyle bir toplumsal reaksiyonun gösterileceğine inanıyorum.

    Sivil itaatsizlik; bölmek, parçalamak, camları kırmak gibi eylemsellik boyutundan da öte düşüncede yerini almalıdır. Ezcümle sivil itaatsizlik olgusunun gelişmesi, en azından bu olgunun ne olduğunun anlatılması ve toplumun düşünce yapısının sorgulayan bir süzgeçten geçmesi hiç kuşkusuz Türkiye'nin geleceği için mühimdir.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.