Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Leyla ile Mecnun

paylaş araştır

 

  1. yeniden yeniden ve yeniden başlasa tekrar tekrar izlenecek türk komedi dizisi.

     
    (Bkz: postmodern küfür)
  2. maalesef bitmiş olan, en gerçek '' bizi'' anlatan şahane dizidir.

     
    (Bkz: Ezgi Asaroğlu)(Bkz: çay)(Bkz: ali atay)(Bkz: serkan keskin)(Bkz: ahmet mümtaz taylan)(Bkz: osman sonant)(Bkz: ismail abi)(Bkz: cengiz bozkurt)(Bkz: ismail abi replikleri)
  3. Yine baslasa da yine izlesek dedirten komedinin de kalitelisi olan efsane dizi.

     
  4. Ne çok severdim,

    Ne çok gülerdim

    O günün gelmesini ne çok beklerdim dediğim dizi ...

    İsmail abinin beklediği gemi gibiydi bazı şeyler

    Gelmeyeceğini bile bile beklemek ve el sallamak görünmesede senin bildiğin, hissettiğin o şeylere

    Kendince selam göndermekti, saygılar demekti..

    Mecnunun söylediği şarkılar gibiydi

    Kimi zaman eğlenceli

    Kimi zaman melankolikti hayat ..

    Kendince çektiği klip tadındaydı ..

    Erdal bakkal

    Yavuz

    Leyla

    ...

    Öyle özledim ki bu diziyi

    Hala netten eski bölümlerini izler

    Neler söyleneceğini bildiğim halde

    Hala aynı şeylere gülebiliyorum

    Geri dön Tülay der gibi bağırasım var sana

    Geri dönnnn Leyla ile mecnun (gülücük)

     
  5. Mecnun un beni gülme krizlerine soktuğu dizi

    Yeniden başlasın

     
  6. Yeniden bölümlerini izlemeye başladığım absürt komedi dizisi. Erdal Bakkal'da çayımızı içip, İsmail Abi'nin gemisini beklemişliğimiz çoktur.

     
  7. Yeniden çekildiğini duyunca " kargaşadan izleyemediğim eski bölümlere inat" biraz bakayım dedim.

    O zamanlar nefes alacak zamanım yoktu hep duyuyordum ama ilgimi veremiyordum.

    üzerinden 8 yıl geçtiği söyleniyor.

    Bir kere oyuncu kadrosu çok çok iyi.

    Hatta mükemmel.

    Sinirden güldürüyor.

    Yabancılar izlese asla anlayamaz.

    O kadar bize ait.

    Ben zaten itirazım var filmini de, Erdal bakkalın diğer rollerini de beğenmiştim.

    Dizi çok iyi ama herkese hitap etmiyor.

    Meraklısı için güzel bir hikaye.

    Hikaye değil aslında hali pür melâlimiz.

    Diziyi izlerken elimdeki işle uğraşıyorum gülmekten ziyade anırır gibi sesler çıkarıyorum arada. :)

    aklıma da şu şarkı geldi:

    Ne sen leylasın ne de ben mecnun

    ne sen yorgun ne de ben yorgun

    kederli bir akşam, içmişiz sarhoşuz, hepsi bu

     
  8. Bu mecnun'un evi kafama takıldı.

    Sığınak gibi, çok güzel bir yer.

    Arada gidilir oraya çay may içmeye.

    Bir de erdal Bakkal'ın önündeki iskemleler.

    Orası da güzel.

     
  9. tarihin tozlu raflarında kalan bir ihkayenin kahramanları

    ne leyla kalmış ne mecnun

    ikiside bir diri üç ölü..

     
  10. ilk kez genceli nizami tarafından işlenmiştir leyla ile mecnun. ondan diğer yazarlara sirayet etmiş, kaynak olmuştur. en beğenilen leyla ile mecnun hikayesi fuzuli'ye aittir.

    bağdat civarında önemli bir arap ailesinin oğlu olan kays ile leyla aynı okula giderler. okul sıralarında kays ile leyla arasında gönül ilişkisi başlar ve zamanla aşka dönüşür. ilişkiyi öğrenen ailesi leyla'yı okuldan alır. '' neyine senin okul, herif bulmaya gidiyon hemii '' diye bi güzel döverler kızı. leyla'nın okuldan ayrıldığını gören kays da '' neyime sensiz tahsik hayatı, yere dibine batsın atom fiziği '' deyüp o da tahsil hayatına son verir, okuldan ayrılır ve yollara revan olur. onun bu hali halk arasında duyulur ve perişan halinden hareketle ona '' mecnun '' derler.

    yaşadığı çevrenden uzaklaşıp çöle çekilen mecnun'u babası sevdiğine kavuşturacağına dair yemin eder. gel oğlum etme eyleme bi kız için değmez diye bol keseden vaatlerde bulunur. gel gelelim leyla'nın babası da bu aşka engel olur.. ( e e aşk dediğimiz kavuşamamak ile ilintili değil mi a dostlar.) her neyse mecnun'un babası oğluna derman bulmak için onu kâbe'ye götürür ama burada da mecnun'un derdine derman bulunmaz. nevfel isimli bir kabile reisi mecnun'un hikâyesini öğrenir ve onu leyla'ya kavuşturma sözü verir. bu kavuşmaya engel olan leyla'nın kabilesiyle olan savaş girişiminde başarıya ulaşsa da sözünden cayar bu namert ve leyla ile mecnunu evlendirmez. gel zaman git zaman leyla'yı, ibni selam diye bir zengin ile evlendirirler. leyla kuzum intihar etme tehdidi ile kocasını kendinden uzak tutmaya çalışır.

    mecnun, leyla'nın evlendiğini öğrenince büsbütün derbeder olur, anası babası da ölür bu arada. ( geldi mi üs üste geliyor ) bu perişanlık ile 30 yıl geçer. mecnun artık mahalleden çocukların diline kadar düşmüş bir düşkün olur. leyla ise onu bekleyen gün görmemiş gelin. leyla'ya el süremeyen kocası ölür, bunu duyan mecnun gün vuslat günüdür deyip saçı başı düzeltir, yola çıkar, ve buluşurlar. fakat bunca yıldan sonra artık aralarındaki aşkın beşeri değil de ilahi olduğunu idrak eder bizim maşuklar. beşeri aşkın artık kendilerini teskin etmeyeceğini idrak ederler. leyla bi süre sonra mecnun'u rüyasında ölmüş olarak görür ve bunun gerçek olduğunu düşünür.. uyandığında ise hastalığa yakalanır ve ölür. mecnun da onun mezarı başına gider, mezarına sarılarak ruhunu teslim eder. halk da bu iki aşığı aynı mezara defneder.

    fuzuli'nin işlediği konu da şöyledir;

    bir gün ki bahâr-ı âlem-efrûz

    vermişdi cihâna feyz-i nevrûz

    .

    salmışdı nikâb çehreden gül

    çekmişdi sürûd-ı nâle bülbül

    .

    şeb-nem mey-i nâbı ile lâle

    doldurmış idi kızıl piyâle

    .

    olmışdı gül ile sebze-i ter

    firûze-fürûz ü la'l-perver

    .

    bir niçe musâhib-i vefâ-dâr

    mecnûn-ı şikesteni görüp zâr

    .

    her yan dediler ki ey belâ-keş

    gül çağıdur olmagıl müşevveş

    .

    bu faslda âdemî gerek şâd

    endûh ü belâ vü gamdan âzâd

    .

    çün ebr değülsen olma giryân

    çün seyl değülsen etme efgân

    .

    gül kimi bırahma sîneye çâk

    sebze kimi etme bisterün hâk

    .

    10 ancak özüni esîr-i gam kıl

    lutf eyle hırâma gel kerem kıl

    .

    sahrâ dutalum mey içelüm şâd

    endûh ile olma beyle mu'tâd

    .

    ey gonca-dehân ü serv-kâmet

    gül oyna zamânı kıl ferâgat

    .

    şâyed açıla gül-i murâdun

    muhkem kıl esâs-ı i'tikâdun

    .

    seyr üzre bu nevbahâr faslı

    .

    şâyed bulına nigâr vaslı

    mecnûn-ı hazîn ayağa durdı

    .

    sahrâlara seyr içün yüz urdı

    giryân giryân kılurdı seyrân

    hayrân hayrân gezerdi her yan

    geh sebzeye arz-ı râz ederdi

    geh lâleye min niyâz ederdi

    çeşmine sürerdi lâle dâğın

    âşık sağınup öpüp ayağı

    nergis gözine nigâh ederdi

    yârı gözin anup âh ederdi

    söylerdi benefşeye gam-ı dil

    kim söyleye olsa yâra vâsıl

    bülbüllere şerh ederdi hâlin

    kumrîlere mihnet ü melâlin

    her turfe çiçek görüp çeküp âh

    menzil menzil gezerdi nâgâh

    bir menzile düşdi reh-güzârı

    kim seyrde idi anda yârı

    bir niçe perî-ruh ile hem-dem

    mecnûn-ı şikesteden mukaddem

    leylî güzer etmiş ol fezâya

    salmış gül ü lâle üzre sâye

    mecnûna mukâbil oldı leylî

    bahr-ı gama yetdi derd seyli

    ol iki sehî-kad ü semen-ber

    birbirine oldılar berâber

    bir dem bahabilmedi ol aya

    düşdi yüzi üzre misl-i sâye

    leylî hem itürdi ihtiyârın

    bir dem görebilmedi nigârın

    hayrânlığı ol makâma yetdi

    kim düşdi ayakdan ussı getdi

    gül suyu sepüp revân yüzine

    leylîni getürdiler özine

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.