son iki yılda 1400 artmıştır.Elbette ki uzun vadede en sağlam sonuçlara ulaşmanın yolu eğitimdir. bunun dışında acilen yapılması gereken şey kanun ve yasaların katılaştırılarak caydırıcı hale getirilmesidir.
Hangi dönemde , hangi iktidarda hatta hangi yüzyılda olursak olalım asla ilk sırada olma özelliğini kaybetmeyecek olan cinayetlerdir. bitmiyor, bitmeyecek ve biz hep isyan edip olanların yanına kar kaldığını izleyeceğiz.
artık durun,çekin elinizi , kokmuş fikirlerinizi, iğrenç bakışlarınızı, zulmlerinizi ve bitmek bilmeyen egonuzu alın defolup gidin artık, ölmek istemiyoruz!!
kadına insanca yaşama hakkını tanımamış,aslında kendisi hiçbir zaman insan vasfına haiz olamamış zihniyetin gerçekleştirdiği vahim tablodur.
ya benimsin ya toprağın sözünü beynine kazımış ve esasında beyninde başka bir düşünceye, fikre ,aydınlığa yer vermekten itinayla kaçınmış karanlık kalplerin bir cana kıymasıdır.
cinayeti,şiddeti bırakın kimsenin kılına zarar vermeye hakkı yokken;elini sürmeye yeltendiğinde "bunun sonucunda başım yanar" düşüncesiyle vazgeçirecek hukuki düzenlemelerin yapılması dileğiyle...
son yıllarda haberlerde sürekli bir ölüm haberini duyduğumuz, erkeğin kendinden daha güçsüz ve korumaya muhtaç olan kadını öldürmesi olayıdır. kadınlar olarak ne kadar bağırsak da çağırsak da fazla sesimizi duyuramadığımız ve bilinçli bireylerin olmaması, dini konularda yeterli bilgiye sahip olmayan, kadını bir eşya olarak gören zihniyetler yüzünden daha çok haberler duyacağımız cinayetler.
Her zaman dile getirdiğim gibi, idam geri gelmemeli ve bir insana kıyan kişinin cezası da canı olmalı ki, kanunların bir caydırıcılığı olsun.
Medyanın kasıtlı olarak kullandığı bir söylem biçimidir.
Neden bir kadın bir erkeği öldürdüğünde veya bir erkek bir erkeği öldürdüğünde o cinayet "erkek cinayeti" adını almaz, diye sormama neden olan başlıktır.
haberlerde günlük olarak dinlediğimiz, belki de şahit olduğumuz cinayetler.
yalnız haberlerdeki sadece dağın görünen yüzü, bir de bunun görünmeyen yüzleri vardır. kendi ülkemizi biliyoruz ama dünyada da kadın cinayetlerinin az olduğunu düşünmüyorum. insan her yerde insan, dil din ırk farkı önemli değil bazı konularda.
Kadına pozitif ayrımcılık adı altında çıkarılan kanun ve uygulamalardan sonra artış gözlemlenen ağır bir suçtur. Son zamanlarda çoğunlukla cinayetten sonra erkeklerde intihar ediyor. Bu durumda cezaların 1.5 veya 2 kat artırılması da çözüm olmaktan çıkıyor. Cinayeti işleyenler (erkek) tarafından da bakılarak sosyolojik, psikolojik ve istatistik açıdan incelenmesi gereken bir durum.
vahşettir..
Usul usul bu girdaptan çıkmak istiyordu şalını omzuna atmış bilmediği sokakları arşınlarken
Bir umuda tutunmak istiyordu bir sıcak gülüşe onun için amaçsızca açan güneşe ne zamandır yürüyordu bu yolları kendi de bilmiyordu zamanı eleyip asmayı bırakmıştı nicedir..
Bir kadındı ızdırabın kıyısında hep oluşların en nazenin adayı her atılan tokadın çaresizce içine sindireni..
Bitmiyordu gördüğü zulüm hep ottan b.ktan sebeplerle döverdi eşi içine merhamet duygusunun esamesi okunmyan kocanın yüreğinden.. ne yapacak bilmiyordu ne bir kaçışı vardı ne sığınacağı bir limanı.. her yol daha kötü bir yola bir çıkmaza sürüklüyordu..
Annesine gitmişti bir keresinde göz altındaki morlukların yüzü gözünün şişmişliğine aldırış etmeden.. kocandır severde döverde? ne acı bir söz değil mi hakkaniyet yüklenmesine ona yapılanlara aidiyet duygusunun hor kullanılmasına..direndi çocukları için hep direndi.. küçükkende direnirdi babasının attığı tokatların yüzünde acı acı yankılanmasında.. bitecek diyordu bitecek bu zulüm güzel bir ailem çocuklarım ve başımı sokacağım küçük bir evim olsun hayaliyle..
Olmadı habili buldum derken kabili oldu hayatının umarsızca hiçler için hiçliklere inat bir şekilde..
Evliliğinin ikinci haftası idi Tarık işten gelmiş yemeği yetiştirememişti kaynanasına yardım edeceğim diye bizde bir erkek kadınla evlenilmez ailesiyle de evlenirsin derler önce onların hizmeti sonra kocaya.. ilk tokatı o gün yemişti olsun demişti işten yorgun geldi argınlığı arsızlığı bu güne diye.. bilmiyorduki o tokatın ilki geldimi arkası kesilmezdi önüne geçilmez dere misali hep akıp akıp gidecekti..
Hamile kalmıştı oğluna bu kez bitecek değişecekti kabili değişecekti bitecekti oğluna umut ismini verecekti ona umut bu işkencelerine bir nihayet olsun diye.. gebeliğinin 6. Ayında bile o dayağı 8.inde bile..
Yıllar geçti o narin bedeni ruhuna ağır gelmeye başladı ne zaman bitcekti bu çile diye hergün Allah?a dua ederdi..
Bitti çilesi kaçıp gitti evden brigün sığındı onu koruması gereken sığınacağı bir yere.. barışın dediler barışmadı bir tek o bilirdi hırpanan yüreğin soğumayacağını bu çilenin devam etmeyeceğini kaçtı gitti ordan da attı kendini sokakların ıssızığına yürüdü günlerce yürüdü yürüdü..
Kabil buldu onu bir sokakta bankta açlık ile yokluk arasında ilk tepkisi hayatında duymak olacağı en son yafta idi bağırdı kabili ona o bağırdıkça ölmekten dayak yemekten beter bir hal aldı?
Çıkardı cebine sıkıştırdığı bıçağı lekelendi diye saplamadı birkaç kez alamamıştı belliydi hıncı hunharca devam etti..
Soğumuştu o an içi habil ölmüştü.. bir günah cenderesinin ıssızlığında?
Ve bir kadın daha cinayete kurban gitmişti çığlıkları duymayan sessizliklerde kimseye
anlatamadan derdini vicdanımıza?
Adı neydi acaba diye merak edenler olabilir kaçının adını
hatırlıyoruz ertesi gün, ki bunun adı da önemli değil bir habildi...
İletişim | Künye | KVKK Aydınlatma Metni | KVKK Başvuru Formu | Çerez Kullanımı | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |
|