Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
eskiden Anadolu'nun çoğu köyüne imam sadece ramazan ayında görevlendirilirmiş ve bu imam da bu ramazan boyunca her gün ayrı bir ailenin evinde misafir olarak ramazanı geçirirmiş.
rivayet odur ki Anadolu'nun filan köyüne bu şekilde bir imam davet etmişler. ilk gün muhtar iftar için imamı davet etmiş ancak eve bildirmeyi unutmuş. eve gelince evin hanımı hocam haberimiz olmadığı için kabak pişirdik falan deyince hoca da nezaketen olsa gerek ben kabağı çok severim hatta peygamberimiz de çok severdi falan deyince aile rahat bir soluk almış, almış almasına da adamcağıza sahurda da kabak ikram etmişler.
diğer gün köyün ileri gelen bir ailesi imamı davet etmişler ve imamın ne yemeyi sevdiğini de muhtardan sormuşlar, o da kabak deyince bizim imam bu evde de kabağa talim etmiş.
bu şekilde baya bir evde misafir olan imam köyden ayrılırken ''hocam ramazan nasıl geçti, köyümüzde rahat ettiniz mi?'' falan diye sorunca o da köy de ramazan da iyiydi hoştu ama ''kabak tadı verdi'' demiş.
işte hikayesi bu şekilde olan deyimdir.
Kabağı seven için şikayet niteliği taşımayan durum.
Olumsuz görüş için kullanılır ama şöyle Bi bol cevizli kabak tatlısinin kabagini düşünün(gülücük)
Nasıl da güzel dimi (gülümseme)
kabağın tatsız tuzsuz bişey olduğunu düşünürsek, sürekli tekrarlanan sevimsiz konular karşısında kullanılan ifadedir...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |