Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

frau m.a.p

paylaş araştır

 

  1. yozgat dayanışmasını yavaş yavaş öğrenecek dediğim yazar

     
    (Bkz: gülümseme)
  2. Bir bursa düşmanı

    Bursa nın evliyalarına bile sallıyor

    İste tamda bu yüzden seviliyor.

     
  3. yozgata laf attıysa cami duvarına işiyor dedirten yazar.

     
  4. yozgatlı istilası olan bir sözlükte gerekirse hepsiyle tek tek cenk etmekten korkmayan yazar

    ancak yozgat düşmanlığı tamamen iftiradır.

    o,memleketinin her şehrini tek tek sevip sayar

    yalnız ice.man isimli yazarı bundan kelli unutmayacağı kesindir.

     
    (Bkz: gözüm üzerinde)
  5. YoZgat olsa gene iyi, corum a da sallayan yazar. Kayseri ye itibar kszandiracagim diye algi operasyonu yapiyor resmen

    Dencırısss

     
  6. kısa zamanda kendi başlığımdan daha fazla entry girilen başlık. hem de bu kadar alenen Yozgat düşmanlığı yapılırken. -dil çıkaran sımayli-

     
    (Bkz: Cık Cık'layan Teyzeler)
  7. Bu iki oldu. İce. Man ince mesajla benim basliga yüklenin diyor. Ayip ediyon kardesim hallederiz.

    15 yillik üye/eski editör İce. Man in bile kiskandigi yazar.

     
  8. kayseri -yozgat savaşını başlatacak olan yazar(gülücük)

     
  9. Entry sayisinda ice. Man ile kapisan yazar

     
  10. tanım: tanımsız bir yazar. ya da fazlasıyla tanımlı olduğu için doğru tanımlanamayan yazar.

    bazı kişilerin/şeylerin tam karşılığı yoktur. frau gibi.

    cümlelerinin her bir zerresi, yüreğinin temizliği ile arınmış olarak öyle bir düşer ki dudaklarından kendinizi onun çekim alanında hissedersiniz.

    bu işi o kadar güzel yapar ki onun için sıradan, sizin için ise hiç karşılaşmadığınız bir durum oluverir. cümlelerinin zekası ile harmanlanışını hayranlıkla izlersiniz.

    sırdaştır mesela. "söyleme" dediğini söylemeyecek kadar merttir. "eleştir beni" beni dediğinizde acımasızdır.

    kalp de kırar bazen ama özür falan beklemeyin çok fazla, zaten beklemeniz imkansız. diyorum ya kurduğu cümleler temiz olunca bir insanın, özür dilemesine ne hacet? her kelimesinden, yaptıkları şirinliklerden, o kulaklarınıza tını olarak gelen kelimelerinden zaten anlayabilirsiniz onun aslında özür dilediğini...

    bir de kalbini kırarlar var onun...

    kırılır, kırıldığını sessizlikle gösterir, yine ağzından kötü söz duyamazsınız. içinde yaşar tüm öfkesini. belli etmemek adına başka uğraşlara yönelir kırgınlıklarını unutmak için.. ağlar, farkına bile varmazsınız. tüm yangını kalbindedir, dışa sızmaz...

    siz onu bazı zaman mutlu sanırsınız ya mesela, ama neler yaşadığını asla tahmin bile edemezsiniz. hiç bir şey yokmuş gibi derdinize ortak olur kendi derdini iterek. güçlüdür belli etmez durgunluğunu, sıkkınlığını, saklar gözyaşlarını kirpiklerinin ucunda da...

    yanaklarına indirmez... siz de sormazsınız zaten "derdin var mı?" diye, hoş sorsanız da söylemez. o denli güçlüdür...

    dosttur...

    ama bildiğiniz dostlardan değil yanlış anlamayın...

    size darılsa bile asla satmaz. dağ gibi arkanızda, duvar gibi yanınızdadır. yokluğunuzda bile defaetlerce iyiliği dokunur. dostlarıyla birlikte ağlar, dostlarıyla birlikte dua eder. eğer sizi kötüleyen biri varsa ve ortamda yoksanız sadece onun varlığı yeter. şunu bilin ki size asla toz kondurmayacaktır. gücü yettiğince, dili döndüğünce sizi koruyup kollayacaktır, kuşkunuz olmasın.

    merttir anadolu kadını gibi. yalan bilmez, yalan söyleyenlerden de nefret eder. sığdıramaz o yüreğindeki güzellikleri. birine iyilik mi yaptı? asla yüzüne vurmaz. denizler bugün bu kadar güzelse, balıklar hala yaşıyorsa onun iyilikleri yüzündendir... tüm iyilikleri denize atar da, dönüp bakmaz bile...

    vefadır frau. hiç ummadığınız anda çalan telefondur. başkaları gibi çıkar için değil haa, hatrını sormak için arayandır.

    huzurdur mesela aynı zamanda. rahat hissettiğiniz için onun yanında bir solukta hayatınızı anlatabilirsiniz. öyle başından savmak için dinlemez sizi. çözümler getirir, haksızsanız yalakalık yapmaz, tüm hatalarınızı çat çat yüzünüze söyler... siz saatlerce konuşsanız da yüzünde tek bir sıkılma emaresi görmezsiniz...

    kaktüstür o... dostluğunu kazanmak zordur, dikenli yollarınız vardır. herkesle konuştuğu herkesle dost olduğu anlamına gelmesin. onun dostluğunu kazanmak, Türk Futbolundan herhangi bir takımın şampiyonlar ligini kazanması kadar zordur. dedim ya kaktüstür diye. kaktüs nasıl ki tüm tüm radyasyonu emiyorsa, o da çevrenizdeki tüm zehirli dumanları korur benliği ile, kendinizi daha güçlü hissedersiniz, daha kararlı, daha emin hissedersiniz... onu dinlerseniz hataya düşme oranınız düşer.

    keşkedir bir taraftan da... bazen dudağınızdan iki kelam öylesi kırar ki onun yumruk kadar yüreğini, eğer o kalbi onarmazsanız yumruklar sizin yüreğinize iner bir sızı olarak. uykunuz kaçar deliye dönersiniz. her cümleniz keşke ile başlar. keşke kırmasaydım... keşke üzmeseydim... keşke eskisi gibi olabilsek...

    teşekkürdür kendisi... en içten gülmeleri ve en içten ağlamaları yaşattığı için. laubali olmadan da espri yapılabileceğini, tadında bırakarak da konuşulabileceğini, başa sarmayan muhabbetin de her gün ve sürekli dönebileceğini ve en önemlisi bir erkeğin kadın yanında da ağlayabileceğini gösterendir...

    duadır o ellerin semaya yükseldiği... aldığı her nefes için, verdiği tüm akıllar için... o kadar sağlam karakterdedir ki şu yazılanlar bile şımartamaz onu... hatta daha fazlası, daha fazlası bile...

    eğer onun gerçek dostuysanız...

    farkında olmadan Allah'a şükür sebebiniz olmuştur...

    ayağına taş değmesin can dostum...

    son zamanlarda seni çok üzdüm, özür dilerim...

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.