Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

ev arkadaşı

paylaş araştır

 

  1. bir tabak meyve soyup getirip beni tebessüm ettirmiş, kalbimi fethetmiş bir nevi kader ortağı organizma

     
  2. evde beraber yaşadığı kişi,kişinin okul zamanlarında bazen iş hayatında özellikle bekarken beraber kaldığı kişiye denir.

     
  3. bazen hatırladıkça insanın içini acıtan arkadaştır.

    vardı bende bir tane. neşeli keyifli sakin bir çocuktu. benim dağınıklığıma ses çıkarmayan, sorumsuzluğuma pek aldırmayan bir elemandı. sonradan saçları dökülmeye, yüzü çökmeye başlayınca yüzü gülmez, telefonları açmaz, kimseyle konuşmaz oldu. sabahın 7'sinde kalkıp bilgisayar başına oturup yemek ve tuvalet dışında oturduğu yerden nadir kalkan biri olmuştu. saçları dökük olduğu için asosyal olmaya başlamıştı. gitti saç ektirdi kendine. ama ektirdiği saçlar tutmadı ve kafası yamalı bohça gibi oldu. iyice küstü ardından hayata. ev arkadaşından öte bir arkadaşı olmak için çok uğraştım çabaladım. olamadım bir türlü. izole etmişti bir kere kendini diğer herkesten, bunu değiştirmek çok zordu, beceremedim de. sonradan evde benim dışımda herkesin varlığından rahatsız olup eve girip çıkanlara laf söylemeye bağırmaya başlayınca ev arkadaşlığımı sonlandırmaya karar verdim. istemediği bir karar vermiştim gözlerinden belliydi ama yine de kabul etti ağırbaşlılıkla. ellerimle onu yalnızlığa ittim. 1 sene sonra üniversiteyi bitirdik farklı evlerde ve yollarımız tamamen ayrıldı.

    2 sene önce intihara teşebbüs ettiğini duydum. memleketinde ziyarete gittim hemen. iyice çökmüş, yüzündeki nur kaybolmuş, bakışları donuklaşmıştı. "ne yaptın oğlum sen atlatacaksın bunları, ondan sonra atanıp izmir'e yanıma geleceksin. yine beraber yaşayacağız" dedim. gözleri parladı "sahi ister miydin bunu" dedi. çok istediğimi söyledim ve sarıldım kendisine. ardından bana "sabahları yaptığın patates kavurmayı çok özledim, muhakkak ondan yap yine gelince" dedi. tamam dedim. ama ne ben bir daha o yemeği yaptım, ne de arkadaşım bir daha o yemeği yiyebildi. bu konuşmamızdan 3 ay sonra bu sefer daha kesin bir deneme ile hayatına son verdi.

    hemen çıktım evden otobüse atlayıp memleketine gittim. ailesi " en çok seni severdi , en çok seni anlatırdı" diye gözyaşlarıyla sarıldı bana. bense iyice eziliyordum bu laflarla , " oğlunuzu yalnız bıraktım ben. bu sarılışların hiçbirini haketmiyorum" diyemedim. onun en iyi , en yakin arkadaşı rolünü oynayıp cenazeden sonra ayrıldım koşarak ayrıldım oradan.

    belki daha müsamahalı ve fedakar davransam bu olmayacaktı bilmiyorum. belki bir insanın hayatına son vermesine ona gerçekten dostum gibi davranarak engel de olabilirdim onu da bilmiyorum. bildiğim tek bir şey varsa insanlar kendilerine sığınanlara asla yüz çevirmemeli gerektiği.

    huzur içinde yat tekrar dostum. seni hiç unutmayacağım.

     
  4. Üniversite sonrası sayıca fazla edindiğim arkadaşlardır.

    İlk ev arkadaşımı asla unutamıyorum. Çünkü resmen hizmetçiliğini yapıyordum(gülücük)

    İçimdeki anaç ruh ilk kendi evim düşüncesiyle birleşince kendimden vermiş de vermişim. Sonrasında farkettim. Kıza mantı açmaktan tutun eve gelen Arkadaşlarına çay servisi yapmaya kadar aklınıza gelen bilimum işleri kendime görev ednmiştim. O zamanki portakalçiçeği o kadar saftı ki mutlu oluyordu.

     
  5. mecburi arkadaşlıktır.başta öyle olmasa da sonradan mecburiyete dönüşür.çünkü aynı evde yaşamak zordur.okulda çok iyi anlaşıpta eve çıkan arkadaşların bir müddet sonra problemler yaşamaya başlaması kaçınılmazdır. nadirdir yani problemsiz ev arkadaşlığı. en güzeli ekonomik açıdan bir sıkıntın yoksa (kirayı ve diğer giderleri paylaşma zorunluluğu) tek yaşamaktır.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.