Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Bakınız Ömer Seyfettin - Yüksek ökçeler: Tam olarak bir efendi köle ilişkisi sayılmasa da aşağıdakiler - yukarıdakiler kavramının ters işleyen ilginç örneklerinden biri ve Hatice Hanım'ın yaşadığı dram.
Efendi köle ilişkisi:
ne kadar zulmetsen ah etmem sana, her iki cihanda gül kana kana,
seninle cehennem ödüldür bana, sensiz cennet bile sürgün sayılır. ( psikolojik kölelik )
Bunun haricinde ise mesela: Baronlar var, Kahya Brunolar var, Kilombolu kardeşler var, Peder Joseler var, avukatlar var, küçük hanımlar var.
tekrar yayınlasalar da izlesek.
Bu psikolojik bir patolojinin sonucudur. Efendi köle diadı denir buna. Kişi kendisine hep bir efendi bulmaya yatkındır. Bu da annesiyle kurduğu ilk nesne ilişkisiyle bağlantılıdır. Ancak terapiyle iyileşebilirler
Günümüzde çokça rastladığımız durum.
İşçi ve patron arasındaki ilişki, en bariz şekilde bilinendir. O ne derse doğrudur, patron asla yanılmaz. İşçi ise ne derse yapmak zorundadır. Kısacası para kimde ise akıl da ondadır, güç de ondadır.
Sıradan insanların, mesela mem.net sözlükte yazarlık yapma sıradanlığı olabilir, kölelik psikolojisini taşımıyor olmaları içinde bulundukları gerçeklerden habersiz olmalarıyla alakalı olabilir.
Antik Roma ve Yunan kayıtlarından beri kölelerin özgürlüğünü satın alma hakkı vardı.
Köleliğin ve köle hukukunun son formlarından biri olan Kuzey Amerika senetli köleliğinde kölelerin ortalama fiyatı 1 ons yani 30 Gr altındı.senetli kölelik yöntemiyle beyaz ırktan da siyah ırktan da insanlar yeni kıtaya gönüllü olarak akın ediyordu.senetli kölelikte köle kendisini satın alan kişiyle sözleşme yapar ortalama on yıl gibi bir süre sonunda özgürlüğünü kazanır ve istediği yerde çalışma hakkına sahip olurdu.
Kendi yurdunda beslenme eksikliği kaynaklı ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olan gönüllü köleler için de, aradığı işgücünü karşılayabilen efendiler için de bir kazan-kazan durumu sözkonusuydu.köleler ortalama on yıllık gıdasını ve yaşama umudu kazanırken efendiler koca kıtayı parselliyordu.
Köleliğin son formu olan Kuzey Amerika köleliğini günümüz dünyasıyla karşılaştırırsak insanlığın aslında halen köleler ve efendiler olarak iki temel ekonomik sınıfa ayrıldığını görebiliriz.bugün adı koyulmuş olan doktorluk, terzilik, muhasebecilik, öğretmenlik vs gibi mesleklerin hepsi antik Roma'da çoğunlukla köleler tarafından icra edilirdi.bir köle terzi çok çalışarak belki "özgürlüğünü" satın alabilirdi ancak hayati ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmaya mahkumken özgürlükten bahsetmek ne derece mümkün olurdu?
Bir üst yoruma istinaden konfor alanından çıkarak bir İsviçreli Robinson ne bileyim bir İn to the wild, bir Robinson Crusoe, Alfred Müller, Firidh Şüller, Vitalis, Manisa tarzanı, Agafia Lykova, Alaska'yı mesken tutan Brown ailesi olmayı tercih ederim.
etmiş de olabilirim.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |