Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Hegel e göre diyalektik biri olumlu, biri olumsuz iki kavramın çatışmasından olumlu bir kavramın elde edilme sürecidir.
Maden yazarlar bunu bilir neden tepki versin dediğim haleti ruhiyedir.
1770-1831 yillari arasinda yasayan hegel in, 1818-1883 yillari arasinda yasayan marx in diyalektik görusunu duzelttigini ogrendigimiz baslik.
Yazarın #164u entrysi hegeli marks yerine papa 1.jean paul ile karistirmasindan kaynaklıdır.~
Sonsuzca karmaşık bir başlık. Spinoza'nın 'sonsuzca mefhumu' üzerinden gidersek gayet açıklayıcı olacaktır kurduğum cümle. Öte taraftan bilgi felsefesini sanırım yalnızca Bir eylemi görev olduğu için yapmanın ahlak olduğu zehrini dünyaya zerkeden Hegel'le sınırlı kılmış entryler görüyorum. Başta diyalektiği mi açıklasam yoksa materyalist ve idealist olan ilk çağ filozoflarını epistemoloji ile ilgili olan düşüncelerini mi yazsam bilemedim açıkçası. Bilginin doğuştan geldiği konusunda fikri olan Sokrates ve idealar dünyasından bahseden Platon bilgiyi usa yönelte Aristo, descartes'in cogito ki ampirikler de var, ahlakçı kant vs nereye koyacağız.
Asıl mesele ise bilince göre duyusallağa şeylerin nihai anlamı kesinliği veren Hegel, Tikellikten soyut tümele varma hokkabazlığı da cabası olan yine Hegel'i
Alaşağı eden marx ki kendisi Hegel'in öğrencisidir ve yine ayrıca daha marx'ı alaşağı eden bir babayiğidin çıkmamış olmasını da belirterek neden yazılmış bu karmaşalar?
Kocaman gülücük...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |