Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
sonuçta bunlar çizgi film hem de çocuklar için denilerek kurtarılmaya çalışılsa da tam aksine onların ufuklarını açıcı doğru bilgilerle düzeltilmesi gereken hatalardır.
pek tabi tusubasa gibi dünyanın yuvarlak olduğunu bilfiil ispat eden yapımların faydasını göz ardı edemesek bile zıplayan adamın iki dakika havada kalıp sonra şut çekmesini açıklamak biraz zor olmalı.
sünger Bob kardeşim, tamam yumuşaksın naif bir huyun var ama denizin dibinde hatçam olsa bile nasıl ateş yakıyorsun?
adamın elinde bomba patlıyor sadece üstü başı biraz yıpranıyor o kadar. Yahu öyle bir durumda ne olacağını ülke olarak çok iyi biliyoruz maalesef.
muZ kabuğunun sürtünme etkisini tamamen ortadan kaldırması veya delik deşik olan bir arkadaşın da içtiği suyun bu deliklerden sızıyor olmasını da ekleyelim.
bugs Bunny'nin içinde bulunduğu uçak yere düşerken kendisi çok rahat davranıyor çünkü yere 1 metre kala uçağın yaKıtının biteceğini hesaplamış ve uçak oraya düşünce havada stop ediyor.
yapmayın etmeyin, gelin şu çizgi filimleri biraz daha mantık çerçevesine oturtalım.
zamanında sinemada seyrettiğim space jam filmine ilham olmuş yasalardır onlar.
bırakınız öyle kalsınlar, varsın yüksekten düşüp kağıt gibi yere yapışsınlar, sonra kafalarından tutup kendilerini kaldırsınlar, ateşte yanmasınlar, suda boğulmasınlar... öhhömm burası hüdai türbesine dönmeden gidiyorum.
hayal dünyalarının fizik yasaları olmaz. çocuk dünyası ise içinde yer çekimi, Newton'un hareket kanunları, murphy kanunları, izafiyet teorisi vs. tüm sabit kuram ve prensiplerden bağımsız işler.
alis harikalar diyarıdır orası, insan aklının alacağı tüm çılgınlıkların yaşam şansı olur.
dolayısıyla haddimi aştığımı düşünmezseniz size jules Verne'in kitaplarını öneririm sayın yazar. onun hayal olarak yazdıklarının gerçekleştiğine şahit olan bir neslin ferdi olarak, çizgi filmlerin de benzer bir ufuk açma etkisi olacağına inanıyorum.
tanım: türk dizilerindeki mantık hatalarının yanında esamesi okunmayacak ve zatımca hata olarak da değerlendirilmeyecek tespitlerdir.
her daim eleştiriye açık olma vaziyetinde bulunduğumuz için kısa bir açıklamayı da yapma gereği duyduğumuz birkaç tespit içeren konu.
şimdi efendim tabi ki çocukların zihinleri serbest olsun, ellerinden geldikçe eski köye yeni adet getirsinler, hayal dünyalarıyla pratiğe dökülmese bile sadece fikirde kalan ürünler yapsınlar ancak bu gerçek dünyanın yasaları dışına çıkmasın. bilenler bilir, ''zihni sinir proceleri'' var mesela. bu projelerin hemen hemen hepsi gerçekleşme şansı bulunmayan fikirlerden ibarettir ancak insan neden olmasın sorusunu da sorabilir. ya da tekrar tekrar izlediğim birkaç filmden biri olan azınlık raporu adlı filmdeki birçok uçuk teknolojik fikir ilerleyen yıllarda örnek teşkil etmelerinden ötürü hayata da geçirilmiş oldu. maalesef çok kitap okuma alışkanlığım pek yok ama bahsedilen eserler hakkında malumatım bulunuyor.
kaldı ki insan gördükleri, duydukları kısaca yaşadıklarına göre şekilleniyor. izlediği hayali sözde kahraman gibi uçmak isteyip balkondan, pencereden yere çakılan çocuklar yerine alet, edevat yapmaya çalışıp da bununla uçulabileceğini öğreten realistik hayali kahramanlarımız olsun. suya bodoslama dalıp su dibinde rahat nefes alıp veren arkadaşlar yerine mesela dalgıç kıyafeti ile bunun pek tabi mümkün olacağını öğreten ahbaplar edinsinler.
algıda seçicilik böyle bir şey olsa gerek, önemsediğim konular olunca nasıl da atlıyorum! (tebessüm)
öncelikle eleştirilerim olgunlukla karşılandığı için duyduğum memnuniyeti belirtmek isterim. bazı konularda tek bir doğru yok bana göre ki çocukların eğitimi de bu kapsamda. kendi düşünce ve davranış şeklimi ifade ediyor yazdıklarım.söz konusu insan olunca bilgiye veya uygulamaya dair sağlama yapma şansı pek yok maalesef. kendimi bağlayacak karalamalar yani yazdıklarım.
neyse.. gelelim balkondan, pencereden atlayan, suya bodoslama dalan çocuklara;
çocuklar birer kaşiftir, merak duygusu onlarda nefes almak kadar olağan bir şey. tam olarak vereceğim örnek karşılar mı bilmiyorum ama onların ruhunda sürekli yeşil kalan bir vaha var adına çocukluk dediğimiz. onu öldürdüğümüz an; keşfetme isteğini, kendi başına bir şeyler ortaya koyma becerisini, yaşama ve içindeki varlıklara karşı hayret duygusunu da yok ederiz diye düşünüyorum.
çocukların beyninin yetişkinlerden iki buçuk kat hızlı çalıştığını biliyor muydunuz? ben öğrendiğimde büyük bir hayranlık duymuştum bu küçük canlılara...
ayrıca flyn etkisi'ne göre insan popülasyonunun IQ düzeyinde, her on yılda bir yaklaşık 3 puanlık bir artış görüldüğü belirtiliyor.
hal böyleyken, bizden daha zeki doğan bu insancıkların hayal sınırlarını kendi elimizle kesmiş olmaz mıyız? düşüncelerinde olsun imkansızlığı yenmelerine fırsat tanımak bana kalırsa sakınca oluşturmamalı.
birkaç münferit uçma, suya dalma olayı, hayatlarında (düşüncelerinde) istibdat yaratmaya neden olmamalı. onlar sandığımızdan çok daha güçlü ve mantıklı, bence...
bakın bir örnekte kendimden vereyim; hayatımda televizyonu, dolayısıyla çizgi filmleri bırakın kitabın olmadığı okul öncesi dönemimde sayısız uçma denemem olmuştu. süperman'i veya batman'i tanımıyordum o zamanlar yani... yalnız bir defasındaki yükseklik 7 metre vardı, yapmasam olmazdı... denemeden bilemezdim, oradan uçmanın mantıklı olmadığını. (tebessüm)
kızım da yüzmeyi öğrenirken hoca kafasını havuzun içine daldırmıştı. havuzun dibine plastikler atmış, onları çıkarıp getirmesi için teşvik etmişti. dalgıç kıyafetleri yoktu, dalmayı ve su yutmamayı başka türlü öğrenemezdi.
onlara korkularını yenmeleri ve başarabilecekleri duygusunu vermek için yeterli fırsatlar tanımak gerekir.
bu eksikliği genelde türk ebeveylerinin genel sorunu olarak görüyorum. onları korumak için boğmak bir nevi...
çok uzattım sanırım, pardon... son olarak ünlü teorik fizikçi Stephan Hawking'in kızıyla birlikte, çocuklara fizik öğretmek ve sevdirmek amacıyla yazdığı kitapları örnek vermek isterim. "George'un kozmik hazine avı". her ne kadar burada pek katılan olmasa da, dahi fizikçi çocuk dünyasının özgür olması konusunda sanırım bana katılırdı.
saygılar.
Star Wars da, insanlar uzay gemilerinde bile yürüyorlardı.
Çizgi film değil, bir bilim kurgu dizi idi elbette.Ama böyle ciddi çalışmada bile yer çekimi varmış gibi gemide yürüyorlardı.
Çizgi filmler bile bazen masum kalıyor:)
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |