Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

bitme noktasına gelen türk tarımı

paylaş araştır

 

  1. üretim ve işlem hacmi açısından değerlendirince tarımda dışa bağımlılığın hızla artması ve tamamen durma noktasına doğru olan gidişin mübalağalı ifade ediliş şeklidir.

    üretim maliyetleri artıyor, tarımda kar oranı her geçen gün azalıyor.çünkü akaryakıt, gübre, tarımsal ilaç maliyetleri konusunda tam bağımlılık söz konusu.enerji maliyetleri bakımından tam bağımlılık söz konusu.üstüne bir de yıllara yayılan stratejik bir tarım planlaması yapmak yerine seçimi kurtarmaya yönelik, patlak veren krizleri atlatmaya yönelik çözümler üretilince sorunlar sürekli büyüyerek çoğalıyor.

    bir kırmızı et problemimiz var örneğin.çözüm olarak ucuz et ithalatı yapmak zaten ayakta durmakta zorlanan hayvancının ayağına sıkmaktır.çözüm et ithal etmek değil, maliyeti yükselten faktörleri ortadan kaldırmak.girdi maliyetlerinde dışa bağımlı olabiliriz ancak verimliliği artırmak bizim elimizde.birim maliyetle daha verimli üretim yapmayı sağlayan rakiplerimizden et ithal ederken buna boyun eğmek utanç verici.

    yine aynı şekilde onlarca tarımsal ürün ithalatı yapıyoruz.tarımsal üretim bu ülkenin gerçek can damarlarından biridir.klişe olacak ama tarım biterse ülke gerçekten biter.

     
  2. maliyetlerin artması, mazotun , işçi yevmiyelerinin gübrenin,ilacın vs vs hepsinin birden fiyatlarının artarken elde edilen mahsülün yapılan harcamaları zar zor karşılaması hatta karşılamaması nedeniyle çiftçinin üretimi durdurması sonucu gelinen durum.

     
  3. sürekli artan maliyetler ve zarardan kaynaklı sorundur

    üretici yetiştirdiği ürünü zararına vermek zorunda kalınca vazgeçiyor üretmekten

    burada aracılar parayı götürüyor o ayrı bir sorun zaten

     
  4. Kırsal alanlarda ve tarım bölgelerinde, tarımsal ürün getirisinin az olmasından dolayı, kente göç etmenin getirmiş olduğu sonuç.

     
  5.  
  6. dış güçlerin oyunudur

     
  7. şimdilerde soğan, patates, buğday, ayçiçeği, mısır, arpa, konserve domates ve daha başkaca tarım ürünleri için gümrük vergisi sıfırlandı. bu piyasaya elbette hareket katacaktır ama üreticiye verilen büyük bir darbedir.

    yukarıda sayılan ürünler tarımsal üretimin büyük kısmını oluşturuyor. neredeyse bütün üreticilerin önü kesilmiş oluyor.

    ithal edilen ürün daha ucuz çünkü kendi ülkelerinde bolluk var. ellerindeki mal o kadar çok ki üretim maliyetinin biraz üzerine satıp geçiyorlar. rekolteleri çok yüksek ama kaliteleri düşük. tarımsal açıdan içler acısı haldeyiz kaliteli dalından taze kopan domatesi satıyoruz ülkemize kalitesiz konserve domates alıyoruz. Diyarbakır mercineğini satıyoruz kanadadan mercimek ithal ediyoruz.

    toprak kalitemiz, iklimimiz, tatlısu bolluğumuz sayesinde ülkemiz kaliteli ve verimli tarımsal üretim yapmaya çok müsait ama seçimi atlatacak politikalar yüzünden ileri gidemiyoruz.her dönem aynısı aynı tas aynı hamam gidiyoruz.ulu önder Mustafa Kemal Atatürk sayesinde bir tarım reformu başlasa da atamızın ardından üstüne bir adım atılmadı. ıslah çalışmaları tohum geliştirmeleri cumhuriyetin verdiği enerjiyle başlasa da Menderesten sonra bıçak gibi kesilmiştir. Marshall yardımı gibi yardımlarla, yapılan zorunlu ithalat anlaşmalarıyla o dönemden

    en beri Türk tarımı belini doğrultamadı.

    asıl hainlerin kimler olduğunu görmek anlamak isteyenler yerli tohum kullanımını yasaklayıp, yabancı menşeli hibrit ve kültür tohumlarını kullanmayı zorunlu hale getirenler bunlara bir baksınlar.

     
  8. Türkiye tarımda avrupa birincisi dünyada ise yedinci sıradadır. son on altı yılda tarıma verilen destek 700 kat artmıştır. Yerli buğdayın ihraç edilmesi yasak tamamen iç piyasada tüketiliyor. dışarıdan ithal edilen buğday ise işlenip un olarak ihracatı yapılıyor. un ihracatında lider ülkeyiz. zaman zaman stokçu karaborsacılara karşı piyasada denge açısından ithalat yapılır.

    devletin tarıma verdiği desteğin önceki dönemlere göre 700 kat artmasına rağmen çok daha iyi olması gerekir diyorum.

     
  9. aktrollerin kaynağı sağlam onlar verileri tüikten alıyor.

    sizin dedenizin dedesinden kalma toprağı olan, haybeye konuşmayan, işin içinde olup nesillerdir tarımsal üretim yapan biri olmanız önemli değildir. bilmiyorsan bir bilene danış onu da yapamıyorsan bir trole danış diye atasözü var siz hiç duymadınız mı?

    sen yerli ırklarından 1-1,5 ton süt alırken elin hollandalısı ıslah ettiği ırklardan 10 tonlara yakın süt alırken, tohumunu ithal ettiğin patatesten dönüme 3-4 ton rekolte alırken elin hollandalısı 10 ton alırken, sen mısırdan 1ton verim aldığında elin elin ukraynalısı 2 ton verim alırken ve daha nice örnekler varken Türkiye avrupada tarım birincisidir. tablo farklı gibi görünebilir ama kaynak bir trolse gözünüz kapalı inanın

    he canım haklısın Türkiye tarımda uçuyeah dedirten başlık

     
  10. dış güç, iç güç her türlü becereksizin elinde tarumar olmuş tarım.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.