Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

aylak adam

paylaş araştır

 

  1. Yusuf Atılgan'ın muhteşem romanı. kahramanın bir ismi bile yok, Atılgan ona C. diyor. C. aslında Tutunamayanlar'daki Selim Işık'ın atası. Selimciğim Işık ondan türeme.

    kahramanımız yüzeyselliğe, sığlığa, düşüncesizliğe karşı, sıradanlığa nefretle bakar, kimi zaman karşı olmaya bile karşı.. kapitalizme karşı, çalışmaya karşı, burjuva yaşamına, doğadan kaçışa karşı.. dünyada derin, sanatçı ruhlulara yer bırakılmamasından şikayetçi, her yer sığlıkla dolu ona göre, yüzeysellik alabildiğine...

    tutunamayanlar romanının ilham kaynağı, çıkış noktası.

    mutlaka okunmalı.

     
    (Bkz: edebiyat)(Bkz: roman havası)
  2. Gonçarov'un oblomov'unu okuyanlar yusuf atılgan'ın aylak adam'ını okurken yaşam için bir nefes aldıklarını hissederler.

     
  3. spoiler

    Yer Altı Adamı'nın kardeşidir. :)

    Çünkü her iki roman da, genel itibariyle, cüz'i anlamda yaşadığı toplum içerisinde kendini kabul ettirme çabası içinde olan, külli manada ise kâinatta var olma mücadelesi veren ve böylece yaşamını anlamlandırmaya çalışan karakterlerin hikâyesini ortaya koymakta ve insan tabiatının akla ve mantığa gelmeyen, hiçbir kalıba ve düzene sığmayan ince noktalarını tespit etmeye çalışmaktadır.

     
    (Bkz: Yer Altından Notlar)
  4. "İnsan kendininkine uygun olmayanı bağışlamaz. Biz, hoşgörüsü olmadığını bile bile başkalarında kendininkinden ayrıyı bağışlamaya çalışana hoşgörülü diyoruz."

     
    (Bkz: edebiyat)
  5. Avare, meşgalesi olmayan kimse, hem aylak hem de adam!!!

     
  6. Aylak adam...

    bu adamlar ki birkaç tane daha var bu adamlardan (yeraltından notlar, tutunamayanlar'da misal) esasında topluma, sisteme, dünyaya çoğu konuda entegre olamamış çok az bir kitleyi temsil eden kahramanlardır kanımca. çok az kelimesini kullanmakta beis görmüyorum. çünkü bu sadece modernlik, burjuvalık, acı çekmekten, bilinçten, bilmekten, okumaktan ayrı ayı bulunup ulaşılacak bir düzey değildir. naçizane saydığım ve daha sayamadığım birçok nedeni içince barındırarak varılan bir arayış biçimidir. sonuç demeyeceğim tam aksine bir başlangıç...

    ve yine yukarıda saydığımız birçok şeyin inkarı, zıddı, reddi ki bunlardan kendini soyutlayıp yabancılaşma da çok kolay bir durum olmasa gerek. Tam da burada kitapla ilgili şu itirafı yapmak zorundayım, kaç defa okudum fakat tam anladım diyemem. Kapitalizme karşı diyoruz fakat kapital olmadan da bay c nasıl bay c olurdu diye düşünmedim de değil. Ama çok farklı bir adam olduğunu hepimiz biliyoruz. Belki de çok fazla tüketmekten (bu her şey olabilir) bu hale gelmiştir.

    Aslında entry girmeyi düşünmediğim bir eserdi. Amerikan film replikleri girer devreye tam da bu anda, 'lanet olası' gibi...

    bu adamın ruh halinden mutlaka hepimizde var. iletişim kopukluğundan doğan kendini dışlanmış hissetme duygusu...

    şimdi asıl mesele az da olsa bu insan tipini yaratan ya da yaratmaya iten ve hatta bu tarz insanlar olmasa da pek fazla, asıl eleştirilecek olan ekonomik, sosyolojik, konjonktürel nedenler; bu nedenlere ne gibi somut önlemler alındığı?

    Pof... kendi yazdıklarımdan ben bile sıkıldım. (Gülücük)

    Peki yine soruyorum, neden bu varoluş sancıları? Yani kendime soruyorum. Sırf değişiklik olsun diye değildir muhtemelen...

    Yusuf atılgan ile gurur duyacağımız bir eser.

    neyse bir kez hatta birkaç kez daha okuduktan sonra tekrar yazarım.

     
  7. Demek ki yazarlar kitap okuyor dedirten kitap

     
  8. bizdeki çağdaş romancılıkta yabancılaşma ve yalnızlık temasının işlendiği ilk göz ağrısı roman.

    önceki ve şimdiki tanımlarım yalın olunca bu güzel adamın güzel kitabına birkaç kelam daha etmek istiyorum.

    aylaklığa, alışılmışın dışında yani sözlüklerde ezberlenen tanımların ve halkın deyimler üzerinde yüklediği anlamların ötesinde, yazarın romanın kahramanı olan C.'ye yüklediği ustaca misyon vasıtasıyla bambaşka bir gözle bakmak mümkün oluyor.

    olayların meydana geldiği semtin sokak jargonu neyi gerektiriyorsa onu kullanacak kadar ustaca bir dil kullanmış olması, yazarın hem toplumun hem şehrin iliklerine kadar yerlisi olduğunu gösteriyor. bu bağlamda; olaylar ile karakterler arası bağlantı ekseninde güçlü bir dil güçlü bir yapıtı ortaya koymuş.

    en akılda kalan bir kesitle yazımı toparlayacak olursam şunu tek geçerim: "sigarasından düşen sıcak külün yanağında yaktığı yeri oğuşturdu. Bütün sıkıntım tez geçen bu sıcak kül yanığı diye düşündü. Bu kadar rahatlık beni korkutuyor. hiç olmazsa birkaç gün sürecek bir hastalığa tutulsam!"

    eminim okuyucu burada beyzbol sopasını çıkartıyor ve C.'nin kafasını patlatıyordur.

     
  9. iş güçsüz boş boş dolaşan kişidir

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.