Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Aynam olan kadın.
Onu ilk görüşüm siyah beyaz bir fotoğraf karesi. Ona ilk vuruluşum , ismi.." in bor..... " ki zihnimdir aynı cehennem.
onunla ilk sohbetimiz bir sinema salonunda elimizde mısırlar ve her nasılsa birayla. Onunla ilk sigaramız -mentolünü hep yarısına gelince patlatmayı akıl etsek de - seyhan ' da bir taş köprü üzerinde ; bileklerimizde bayat intiharlar , bileklerimiz trabzanlarda... suyun yüzünde gömmeye kıyamadığımız cesetlerle..
Onunla ilk denk gelişimiz bir leonid afremov tablosu; yalnız yürüyen bir kadın. Içimizdeki koyu karanlığa inat rengarenk
Simdi sen aynam
Sırrı dökülse de her bakışta kendimi gördüğüm..
Sen gün ışığı
Sen gülüşü şifa, bakışı dert , varlığı dua olan..
Hangi ana bir daha doğurur bizi demiş ya şair
Bir de şey demiş
" bin yıl bahar içre ömür sürsün seni doğuran ana"
Bahse konu güzel insan benim arkadaşım. arkadaşım diyorum; çünkü hakkında bir çok şey biliyorum ve onu önemsiyorum. Zira ne tür müzik sever, tercih ettiği yiyecekler var mı, yemek seçer mi, hangi yazarları beğenir, kimin şiirini ezberden okur, sevgilisi var mı... hepsini biliyorum. pılısını pırtısını toplayıp gelsin buraya. toplayıp gelse bari. pazartesi sendromuna birlikte girelim burada. çocuk masumluğundaki tümcelerini buraya yazsın, bir anda cuma akşamı etkisi yaratsın.
buraya gelirse söyleyeceklerim var kendisine.
tanım: hafriyat/harfiyat kamyonu sürücüsü güsel müendiz.
Kendine ve onu sevenlere haksızlık eden ve "aman tanrım o da ne!" bu bile yakışan üye. gülücük.
iç fonumda ahmet kaya.
Bırak ay gitsin , sen kal bu gece.
kelimelik denilen lanet oyunu gayet güzel oynayan üye.
( ya da sadece ben kötü oynuyorumdur bu oyunu. sonuçta herkes yendiğine göre...)
seviyesi ile memneti yükselttiğini de belirtmek isterim.
Burada ilk tanıştığım insan. Sürekli kendimi benzettiği insan olmadığıma dair savunurken buldum. Ben o kişi değil desem de her seferinde ama ama yazdıklarınız çok benzer demişti. duygusal, yalnız, kaliteli yaşar benim arkadaşım. insan olmaya dair umutları yeşerten bir merhameti vardır. Sanırım birileri yine onu üzmüş olmalı, yoksa bu kadar gitme heveslisi değildir buralardan. baksanıza onu burada görmek isteyen bir sürü arkadaşı var. yoksa yoksa onu seven arkadaşlarıyla bir oyun oynamaya mı çalışıyor? kim bilir? acaba saklambaç mı oynamak istiyor? ben küçükken çok kötüydüm bu oyunda. arkadaşlarım hep elma deyip, beni kandırırlardı.
elma dersem çık, armut dersem çıkma.
keşke gitmese ve bize kelebek makarna pişirse sözcüklerden. hem ben çok özledim onun bol salçalı ve peynirli sözcüklerden oluşan makarnasını. gitmese söz, bu sefer bir değil tam iki tabak makarna yiyeceğim, daha çok yorum yapacağım ona.
evet, kapısına geldim, gitmemesini salık verdim. şiir seven bir kadının kapısına şiirsiz gelinmez elbette. ben de en sevdiğim şairlerden birini alıp geldim. belki bizi kırmaz da gitmez. ha?
"ölüm, her gün eşiklerden
birlikte çıktığımız ikizi ömrümüzün
aynı yatakta açarız dünyaya gözlerimizi
aynı sulardan içer, aynı rüzgârla üşürüz
ağaçlarla büyür kalbimize düşen gölge
bir hatıra boyudur hükmümüz
toprakla bulutlar arasında
bir çocuk sesiyle ürpeririz darala darala
aşkın öpüştüğü her yerde birlikte varız
aynı güneştir esen ufuklarımızdan
sabahtan alır rengini akşamımız...
ölüm bizim her gün
sevinç ya da keder
kim anlatırsa eksik
yaşayıp öğrendiğimiz...
kolay değil çoğalmak
gitmeyin ne olur
zaten şurda ne kadarız... "
Şükrü erbaş, kim anlatırsa eksik.
elma...
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |