Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Burukluk hissi yaşatan bir roman karakteri.
Bir kere işine aşık, kendini işine adayan biri. Bu aşk o kadar derin ki, işini hayatında bir kez yok saymış.
(Derhanedeki fizik hocamızın meşhur bir sözü vardı; dersime gelmemeniz için tek bir gerekçeniz olmalı; o da ölüm... derdi. Bunun dışında hiçbir gerekçeyi kabul etmezdi... Beni o zamanlara sürükleyen karakter, keşke bu kadar derine işlemeseydin.)
İnsanların ona özensiz davranması, onu yok sayması, alay konusu etmeleri bile Akakiyeviç için bir tepki nedeni değildi, o tepkisini her şekilde "sessizlikle" ortaya koyan, bir bakıma çevresi ile aynı paydada buluşabilen -özensizlik-, yaşamına, kendisine ve çevresine özensiz bir karakter.
Yazmak, temize çekmek onun için bir zevktir.
Akakiy'e kendisini anlat deselerdi; eminim edat, bağlaç, zarflar ve hatta hiçbir anlamı olmayan ekler ve tamamlanmamış cümlelerle ifade etmeye çalışırdı.
Hayatında ilk kez heyecan duydu, ilk kez mutlu oldu ve hayaller kurdu; tek gerçeği ve önemsediği şey; palto'su idi. Evet; çünkü palto Akakiy'in bedenini değil, ruhunu ısıtıyordu.
Ahh Akakiy; hayatın boyunca göz ardı edilişini Palto'nun sonu bile telafi edemedi ki!
ruhunu ısıtan palto'nun sevinci kursağında kalan, gogol'un palto'sunun kahramanı.
kahramanlar çabuk ölür
ama ruhları ölmez
uğradıkları haksızlıklar, yarım kalmış mutlulukları, yarım bırakanların yakasına yapışır kalır. şehirler yutar mı kahramanları? hayır mı? efsane olup çıkarlar. öyle bir çıkarlar ki, haksız düzenlere, vicdansız beyinlere kabus olurlar.
akakiy akakiyeviç, sahi boğazında kalan mutluluğun bir damlası da mı geçmedi yüreğine?
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |