Burukluk hissi yaşatan bir roman karakteri.
Bir kere işine aşık, kendini işine adayan biri. Bu aşk o kadar derin ki, işini hayatında bir kez yok saymış.
(Derhanedeki fizik hocamızın meşhur bir sözü vardı; dersime gelmemeniz için tek bir gerekçeniz olmalı; o da ölüm... derdi. Bunun dışında hiçbir gerekçeyi kabul etmezdi... Beni o zamanlara sürükleyen karakter, keşke bu kadar derine işlemeseydin.)
İnsanların ona özensiz davranması, onu yok sayması, alay konusu etmeleri bile Akakiyeviç için bir tepki nedeni değildi, o tepkisini her şekilde "sessizlikle" ortaya koyan, bir bakıma çevresi ile aynı paydada buluşabilen -özensizlik-, yaşamına, kendisine ve çevresine özensiz bir karakter.
Yazmak, temize çekmek onun için bir zevktir.
Akakiy'e kendisini anlat deselerdi; eminim edat, bağlaç, zarflar ve hatta hiçbir anlamı olmayan ekler ve tamamlanmamış cümlelerle ifade etmeye çalışırdı.
Hayatında ilk kez heyecan duydu, ilk kez mutlu oldu ve hayaller kurdu; tek gerçeği ve önemsediği şey; palto'su idi. Evet; çünkü palto Akakiy'in bedenini değil, ruhunu ısıtıyordu.
Ahh Akakiy; hayatın boyunca göz ardı edilişini Palto'nun sonu bile telafi edemedi ki!