Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Hikayeyi bilmeyen okumayan yoktur özetle:ağustos böceği yaz boyu saz çalar eğlenir kış oluncaya aç kalır ve karıncanın kapısına dayanır.
karınca sıcak yuvasında ağustos böceğini evine almaz ve geri çevirmeklede yetinmez birde hayat dersi verir.
" yaz boyu saz çalıp eğlendin haydi şimdide saz çalıp eğlen"
Bana acıklı gelen ve ağustos böceğinin düştüğü duruma acıdığım hikaye
kimse zor durumda kaderine terkedilmemeli ve biz bunu çocuklarımıza doğruymuş gibi okumamalıyız
bize karıncanın ağustos böceğini alt ettiği hikaye olarak anlatılmıştır hep. ama ağustos böceği açısından işler belki de hiç öyle değildir. ağustos böceği zaten ömrünün son bir ayında o da adı üstünde ağustos ayında topraktan çıkar güneşle, gökyüzüyle, doğayla karşılaşır. kim bir aylık ömrü kaldığını bilse çalışır ki? bu süre zarfında çalar!, yer, içer bol bol da çiftleşir ki ölürken en azından yaşadığım bir şeylere değdi be diyebilsin diye.
karınca ise zaten önündeki kış da yaşayacaktır, eğer allah ölüm vermezse veya intihar etmezse!. bu nedenle çalışmak, biriktirmek zorundadır.
la fontaine amcamız keşke hikayesini bir de bu açıdan yazabilseydi biz de okuyabilseydik.
karınca maalesef sanatı ve sanatçıyı korumamış, ağustos böceğini horlamış ve ölüme terk etmiştir. ağustos böceği sanatkardır ve sanata değer vermeyen toplum ölü bir toplumdur.
çocuklarımıza çalışmalıyız, geleceğimizi düşünmeliyiz mesajı veren hikayedir lakin kafamda soru işaretleri belirtendir.düşünün ki biz, komşusu açken tok yatanlar bizden değildir diyen bir toplumdan geliyoruz. peki örnek olarak neden karıncayı gösterip destekliyoruz. o değil midir kapısını çalanı boş gönderen, aç komşusuna sırt çeviren. bu ne yaman çelişkidir sözlük...
adında ağustos geçiyor ve ağustos kelimesi bana aslan burcu gibi ender, değerli bir burcu hatırlatıyor diye küçüklüğümden beri, ağustos böceğinin taraftarı olduğum bir fabl türüdür.
ilkokuldan üniversiteye kadar karıncaların ne kadar akıllı ve bilge bir hayvan olduğunu düşünmeme neden olan ama üniversite de entomoloji dersleri alarak böcek bilimcisi olup işin aslını öğrenince; meğerse karıncaların ne kadar koca burunlu olduğunu ağustos böceklerinin ise acınacak halde olduklarını anlayıp onlardan binlerce kez özür dilememe neden olan eksik zekalı la fontaine'in uyduruk hikayesi. hadi biz dersini okuyup bunların 4-17 yıl arasında yer altında nimf dediğimiz yavru şeklinde yaşadığını daha sonra toprak üzerine çıktığını, ve yeryüzünde sadece 2-3 ay ergin olarak yaşadığını, sonrada ölüp gideceğini, dolayısıyla da çalıp söylemesine halaylar horonlar çekmesine sadece alkış tutmamız gerektiğine kanaat getiriyoruz. ya ilkokulda beyni yıkanan ve daha sonra bunu hiç öğrenemeyecek yavrucaklar. bunun hesabını la fontaine nasıl verecek dedirten bir hikayedir.
sistemin kölesi olmuş beyaz yakalı karıncaya karşı, bi daha mı gelecez dünyaya kafası yaşayan ağustos böceğinin unutulmaz hikayesi.
gerçi masal için sonradan yazılan zeyl'lerde karıncanın dramı göze çarpar. "o la fontaine'e selam söyleyin, elbet görüşecez onunla" modunda, sitemkar takıldığı rivayet edilir. tebessüm.
not: ağustos böceğini ezdirtmeyiz, hepimiz ağustos böceğiyiz.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |