Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

cilginturk71

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

1,402 entry 60 konu hiç puanı yok
09.10.2023 23:29 son işlem tarihi takip etme takip et

yaşama sevinci

Sincan/Ankara'da bir sokak adı.

25.08.2022 15:12
  1. soy ağacı

    Soy ağacı tutma geleneğimiz olmadığı için ne zaman bir sohbet sırasında gündeme gelse mutlaka bir tereddüt yaşanır.

    İstisnalar kaideyi bozmasa da bu konuyu bir uğraş hâline getirenler de her mahalle ve köyde muhakkak vardır. Tabi işin sloganı "gidebildiği kadar veriye gitmek"

    E, Bunun için de profesyonel bir destek alınmalı. Bunlar da genelde arşiv tecrübesi olup Osmanlıca belge ve defterleri okumakta hünerli kişiler oluyor. Böylelikle işler yolunda giderse (ailenin devlet dairelerinde adının geçmesi vb.) 1400'lerin ortalarına kadar dahi soy ağacı götürülebilir.

    Ne diyelim artık. Rast gele...

     
  2. tunalı hilmi caddesi

    Her çağa ayak uydururken son üç dört yıldır kadrajından insan manzaralarının teker teker kaybolduğu bir yer haline büründü.

     
  3. antroponimi

    Bir önceki başlığım onomastik yani 'ad bilimi' üzerine idi. Şimdi de ad biliminin bir alt kolu olan ve 'kişi adları bilimi' anlamına gelen antroponimi hakkında bilgi vereceğim.

    Kişi adları bilimi onomastik biliminin en çok araştırma yapılan koludur. Çünkü insanın olduğu her yerde ve her çağda kişi adları hakkında yazılı, görsel ve duyusal olarak veri toplamak mümkündür. Bu nedenledir ki ülkemiz konuyla alakalı pek çok kaynak metine sahiptir. Bu kaynakların en önemlisi hiç kuşkusuz ki 15. yüzyılın ortalarından itibaren periyodik olarak tutulmaya başlanan tahrir defterleridir.

    Tahrir defterleri vergi toplamada sistematik bir yöntem oluşturulması amacıyla Osmanlı İmparatorluğu tarafından geliştirilmiş bir defter tutma geleneğidir. Sunduğu veriler itibariyle kişi ve yer adları bilimine öncelikle tarihçileri ve akabinde de Türkçe, sosyoloji, etnoğrafya ve coğrafya ana bilim dallarında araştırma yapan akademisyenleri davet etmiştir.

    Tahrir defterleri gibi nüfus ve temettuat defterleri de süreklilik arz ettiği için verimli birer kaynak gibi görünseler de aslında her üç defter serisi de vergi mükellefiyeti ve askeri kaygılarla hazırlandıkları için kadın nüfusa dair kişi adlarından yoksundur.

    İşte bu yüzden araştırmacıların kadın kişi adlarıyla ilgili çalışma yapabilmeleri için tüm imparatorluk coğrafyasına yayılmamasına rağmen divan ve kadı sicillerine bakmaları gerekmektedir. lakin onların da dağınıklık, eksiklik ve devamsızlık gibi nedenlerle istatistiki veri sunamıyor olmaları göz önünde bulundurulmalıdır.

    İlerleyen vakitlerde açacağım "türkçe kişi ve yer adları adları sözlükleri"nde yukarıda belirttiğim olumsuzluklara değineceğim zaten.

    son söz olarak şunu söylemek isterim ki orta asya steplerinden at sırtında getirip, islam'ın gölgesinde bilerek ya da bilmeyerek terk ettiğimiz türkçe kişi adlarımızı şehirlerde daha erken yitirdik. Konar göçer teşekküller köken itibariyle türkçe olan erkek ve kadın kişi adlarını 18. yüzyıl sonlarına doğru korumayı bildiler.

    yer adları bilimi (toponomi) başlığında görüşmek üzere.

    esen kalın...

     
    (Bkz: onomastik)
  4. onomastik

    Fransızca kökenli bu sözcük 'ad bilimi' anlamına geliyor. Fransızcaya da yunancadan geçmiştir.

    Sözlük tanımını yapıp geçmeyeceğim. Aşağıda Konuyu filolojinin bir alt bilim dalı olarak ele alacağım.

    Dilimize ad bilimi olarak yerleşen onomastik sözcüğü kişi ad bilimi (antroponimi) ve yer adları bilimi (toponomi) olmak üzere başlıca iki disipline ayrılır. Bu haliyle ilk bakışta filolojinin ilgi alanında görünse de tarih, coğrafya, etnoğrafya ve sosyolojinin de çalışma sahalarından beslendiği için modern bir sosyal bilimci yaklaşımıyla ele alındığında "disinlinlerarası" bir konu olarak değerlendirilmektedir.

    Dikey/yatay istatistiki verileri tarih ve coğrafya kaynaklarından alan ad bilim (onomastik) araştırmacıları kişi ve yer isimlerinin sosyolojik ve etnoğrafik analizini modern araştırma yöntemleriyle yaparak herhangi bir adın salt anlamının ötesinde merak edilen ve üzerinde taşıdığı gerçek anlamın karşılığı verebilmektedirler.

    Ülkemize Avrupa'daki başlangıcından belirli bir süre sonra giren ad bilimi 1930'lu ve 1940'lı yıllarda ilk yayınlarını vermiş olsa da multidisipliner (disiplinlerarası) anlamda ilk meyvelerini 1990'lı yıllardan itibaren vermeye başlamıştır.

    Bendeniz ad biliminin her iki koluyla da (yer adları bilimi, kişi adları bilimi) ilgilendiğim için arşiv defterlerinden topladığım verileri ayrı başlık altlarında paylaşmayı umuyorum.

    Günün tarihe not düşmek adına:

    Kurban bayramınız kutlu olsun.

     
  5. sol framede 3 günlük entry bulunması

    Sözlüğün açıldığı ilk aylardan beri yazarım. bazen çaylaklığa düşürüldüm, bazen kendi isteğimle ara verdim.

    Kuruluşundan beri sözlüğün interaktif bir sözlük olmasını savunanlardanım. Zaten yaprak kımıldamayan sol framede alt alta birkaç kelimelik tanım başlıkları (tdk sözlükten alınma) yazarları sanmayın ki teşvik ediyor. "Hımm. Yine mi başlık kasılmış burada". dedirtiyor sadece.

    Dilerim ki başlıklar altında bilgiler buluşsun. Karşıt fikirler düelloya tutuşsun. Ya da anılar, öneriler, çağrışımlar bilgiler yumağı halinde artarak büyüsün. Lakin kuruluştan beri anladım ki bu sözlükte tellioğulları ve seferoğulları kamplaşması hâlâ devam ediyor ve edeceğe benziyor.

    bu platform ve yazarlığın Kıskanılacak bir yer ve bir mevkii olmadığını da belirtmek isterim. Puan ve yetkiye dönük hiçbir çaba içerisinde bulunmadım ki zaten beni tanıyanlar forum ve sözlük geçmişimi bilirler.

    Her neyse... Öyle işte.