Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
cilginturk71Bu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Soy ağacı tutma geleneğimiz olmadığı için ne zaman bir sohbet sırasında gündeme gelse mutlaka bir tereddüt yaşanır.
İstisnalar kaideyi bozmasa da bu konuyu bir uğraş hâline getirenler de her mahalle ve köyde muhakkak vardır. Tabi işin sloganı "gidebildiği kadar veriye gitmek"
E, Bunun için de profesyonel bir destek alınmalı. Bunlar da genelde arşiv tecrübesi olup Osmanlıca belge ve defterleri okumakta hünerli kişiler oluyor. Böylelikle işler yolunda giderse (ailenin devlet dairelerinde adının geçmesi vb.) 1400'lerin ortalarına kadar dahi soy ağacı götürülebilir.
Ne diyelim artık. Rast gele...
Her çağa ayak uydururken son üç dört yıldır kadrajından insan manzaralarının teker teker kaybolduğu bir yer haline büründü.
Bir önceki başlığım onomastik yani 'ad bilimi' üzerine idi. Şimdi de ad biliminin bir alt kolu olan ve 'kişi adları bilimi' anlamına gelen antroponimi hakkında bilgi vereceğim.
Kişi adları bilimi onomastik biliminin en çok araştırma yapılan koludur. Çünkü insanın olduğu her yerde ve her çağda kişi adları hakkında yazılı, görsel ve duyusal olarak veri toplamak mümkündür. Bu nedenledir ki ülkemiz konuyla alakalı pek çok kaynak metine sahiptir. Bu kaynakların en önemlisi hiç kuşkusuz ki 15. yüzyılın ortalarından itibaren periyodik olarak tutulmaya başlanan tahrir defterleridir.
Tahrir defterleri vergi toplamada sistematik bir yöntem oluşturulması amacıyla Osmanlı İmparatorluğu tarafından geliştirilmiş bir defter tutma geleneğidir. Sunduğu veriler itibariyle kişi ve yer adları bilimine öncelikle tarihçileri ve akabinde de Türkçe, sosyoloji, etnoğrafya ve coğrafya ana bilim dallarında araştırma yapan akademisyenleri davet etmiştir.
Tahrir defterleri gibi nüfus ve temettuat defterleri de süreklilik arz ettiği için verimli birer kaynak gibi görünseler de aslında her üç defter serisi de vergi mükellefiyeti ve askeri kaygılarla hazırlandıkları için kadın nüfusa dair kişi adlarından yoksundur.
İşte bu yüzden araştırmacıların kadın kişi adlarıyla ilgili çalışma yapabilmeleri için tüm imparatorluk coğrafyasına yayılmamasına rağmen divan ve kadı sicillerine bakmaları gerekmektedir. lakin onların da dağınıklık, eksiklik ve devamsızlık gibi nedenlerle istatistiki veri sunamıyor olmaları göz önünde bulundurulmalıdır.
İlerleyen vakitlerde açacağım "türkçe kişi ve yer adları adları sözlükleri"nde yukarıda belirttiğim olumsuzluklara değineceğim zaten.
son söz olarak şunu söylemek isterim ki orta asya steplerinden at sırtında getirip, islam'ın gölgesinde bilerek ya da bilmeyerek terk ettiğimiz türkçe kişi adlarımızı şehirlerde daha erken yitirdik. Konar göçer teşekküller köken itibariyle türkçe olan erkek ve kadın kişi adlarını 18. yüzyıl sonlarına doğru korumayı bildiler.
yer adları bilimi (toponomi) başlığında görüşmek üzere.
esen kalın...
Fransızca kökenli bu sözcük 'ad bilimi' anlamına geliyor. Fransızcaya da yunancadan geçmiştir.
Sözlük tanımını yapıp geçmeyeceğim. Aşağıda Konuyu filolojinin bir alt bilim dalı olarak ele alacağım.
Dilimize ad bilimi olarak yerleşen onomastik sözcüğü kişi ad bilimi (antroponimi) ve yer adları bilimi (toponomi) olmak üzere başlıca iki disipline ayrılır. Bu haliyle ilk bakışta filolojinin ilgi alanında görünse de tarih, coğrafya, etnoğrafya ve sosyolojinin de çalışma sahalarından beslendiği için modern bir sosyal bilimci yaklaşımıyla ele alındığında "disinlinlerarası" bir konu olarak değerlendirilmektedir.
Dikey/yatay istatistiki verileri tarih ve coğrafya kaynaklarından alan ad bilim (onomastik) araştırmacıları kişi ve yer isimlerinin sosyolojik ve etnoğrafik analizini modern araştırma yöntemleriyle yaparak herhangi bir adın salt anlamının ötesinde merak edilen ve üzerinde taşıdığı gerçek anlamın karşılığı verebilmektedirler.
Ülkemize Avrupa'daki başlangıcından belirli bir süre sonra giren ad bilimi 1930'lu ve 1940'lı yıllarda ilk yayınlarını vermiş olsa da multidisipliner (disiplinlerarası) anlamda ilk meyvelerini 1990'lı yıllardan itibaren vermeye başlamıştır.
Bendeniz ad biliminin her iki koluyla da (yer adları bilimi, kişi adları bilimi) ilgilendiğim için arşiv defterlerinden topladığım verileri ayrı başlık altlarında paylaşmayı umuyorum.
Günün tarihe not düşmek adına:
Kurban bayramınız kutlu olsun.
Sözlüğün açıldığı ilk aylardan beri yazarım. bazen çaylaklığa düşürüldüm, bazen kendi isteğimle ara verdim.
Kuruluşundan beri sözlüğün interaktif bir sözlük olmasını savunanlardanım. Zaten yaprak kımıldamayan sol framede alt alta birkaç kelimelik tanım başlıkları (tdk sözlükten alınma) yazarları sanmayın ki teşvik ediyor. "Hımm. Yine mi başlık kasılmış burada". dedirtiyor sadece.
Dilerim ki başlıklar altında bilgiler buluşsun. Karşıt fikirler düelloya tutuşsun. Ya da anılar, öneriler, çağrışımlar bilgiler yumağı halinde artarak büyüsün. Lakin kuruluştan beri anladım ki bu sözlükte tellioğulları ve seferoğulları kamplaşması hâlâ devam ediyor ve edeceğe benziyor.
bu platform ve yazarlığın Kıskanılacak bir yer ve bir mevkii olmadığını da belirtmek isterim. Puan ve yetkiye dönük hiçbir çaba içerisinde bulunmadım ki zaten beni tanıyanlar forum ve sözlük geçmişimi bilirler.
Her neyse... Öyle işte.
emelkoca | 35 yeni konu açtı Son konu 04.05.2024 23:20 - 360 yeni entry girdi Son entry 07.05.2024 19:20 | takip etme | |
Makinatocu | 22 yeni konu açtı Son konu 04.03.2018 21:04 - 349 yeni entry girdi Son entry 04.01.2023 10:32 | takip etme | |
sim.ya | 1,633 yeni konu açtı Son konu 04.04.2018 08:22 - 9,152 yeni entry girdi Son entry 09.01.2021 14:31 | takip etme | |
sabah melikesi | 30 yeni konu açtı Son konu 21.03.2020 21:34 - 279 yeni entry girdi Son entry 23.11.2020 19:51 | takip etme | |
science63 | 1,666 yeni konu açtı Son konu 07.02.2018 01:13 - 8,994 yeni entry girdi Son entry 07.02.2018 01:13 | takip etme |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |