![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
![]() |
enparlakyıldızBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
Abd nin yaptıklarından sonra
Ab için daha kıymetli hale gelcektir
Zira yer altı kaynakları ile Avrupa için değerli bir ülkedir
Küçücük bir ülke ancak biz dahil pek çok ülkeye buğday ve tahıl satmaktadır
Tarih öncesi yazısız dönem hakkında önemli bulgular ortaya çıkaran bilim dalı. Ama bu demek değil ki sadece yazısız dönemi aydınlatıyor. Tarihin yazılı dönemlerini de aydonlatan önemli bir bilim dalı. İyi bir göz ve araştırma yeteneği gerektirdiğini düşünüyorum.
Bir gün önce tv de anakonda 4 filmi varfı. İnsanları yiyen yılan bu boyutlardaydı. Korkamadım değil. Yazana göre bu yılan türü haşarat ile beslenip dengeyi sağlıyormuş doğada. Ama görsem donar kalırım maşallah kendisine
RÜVEYDA
fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
yetim çığlıklarımı duyurmak üzere sana
koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına
adını söylemek istemiyorum
her hecesi amansız bir kor dudaklarımda
her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım
zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım
adını söylemek istemiyorum
Rüveyda dediğim zaman
anla ki, senin için yürüyor kelimeler
çığlığımın atardamarlarından
hangi yıldızdır bilmem, gözlerin
kayar da üzerime Rüveyda
önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime
sonra açılır önümde ıstırab vadileri
silik renkleriyle adımlarıma
çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
hayalin bittiği menfeze doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru
uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa Rüveyda
baştan başa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim
kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden
bir anlatsam nasıl utandığımı
bir doğrulsam eğrildiğim yerden
ağarır tanyeri nilüferlerin
alaca bir at koşar içimde
ezer toynaklarıyla anılarımı
sular köpürmemeliydi Rüveyda
kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin
ben zehire alışkınım, şerbete değil
rüyalar nefret eder avare duruşumdan
kabuslar çekerek ancak derdimi yeryüzünde
sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
ben her gece bir mehdi türküsüyle çilekeş
yargılamak için zeval kayıtlarını
inkilap bekliyorum
hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin
uzanır da gönlüme Rüveyda
derinden bir ok saplanır bağrıma
beynimi çağıran bir sese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru
varlığın cinayettir memleketimde işlenen
akıtır kanını asil pehlivanların
yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi
varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın
artık eskisi gibi bakamıyorsun
göklerinde bir belkıs otururdu Rüveyda
binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
güneş bir ane gibi dururdu başucunda
artık dokunamıyor kakülün bulutlara
karalara bürünmüş saçlarında dolunay
Nurullah GENÇ
Şair kendisi şiirin hikayesini de anlatmıştır. Güzel şiir yazana da yazdırana da aşkolsun
Takipçi bulunmuyor. |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |