Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emon_40

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

22 entry hiç konu açmadı hiç puanı yok
15.01.2015 13:51 son işlem tarihi takip etme takip et

erciyes

Erciyes, yer kabuğunun soğumaya başlayarak şekillendiği ve 63 milyon yıl süren ?3.zaman? döneminde (Neozoik döneminde) geniş göllerle çevrili bir bölgede püskürmeye başlamıştır. Çok güçlü bir hamleyle fışkıran volkan muhteviyatı müthiş bir yığılma ile takriben 4300 metre yüksekliğe erişen bir volkan dağı oluşturmuştur. (Bu günkü yükseklik 3916 m) Volkandan fırlayan lavlar 100 km çapındaki bir çevreyi etkilemiş ve bu alan içinde kat kat yığılmalar meydana getirmiştir.

Çok uzun süren bu dönemden sonra sakinleşen Erciyes?in bu defa çevresinde yer kabuğu hareketleri başlamıştır. Arazide ki genel kırılmalar, yükselmeler ve çökmeler sonucunda Kayseri Ovası da takriben 200 metre çöküntüye uğrayarak bu gün Erkilet ve Talas?ta ölçülen 1250 metrelik yükseklik kodundan Kayseri düzlüğünde ki 1050 metreye düşmüştür.

Çanağın içi de biriken sularla göl haline gelmiş, daha sonraki milyonlarca yıl içinde bu göl bataklığa dönüşmüş ve yer yer metan gazı yanmalarına sahne olmuştur. Nitekim Milâd yıllarında Kayseri?ye gelmiş bulunan Strabon Ova içindeki bataklıklardan ve yer yer yanmakta olan çukurları ?Ateş çukurları? olarak tarif etmiştir. Strabon?un bu satırlarını okuyan bazı çağdaş yazarlar da bu ifadeleri Erciyes?in halâ indifa halinde olması şeklinde yorumlamışlardır.

15.01.2015 13:11
  1. Maria Puder

    Maria Puder, Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" adlı tutkulu bir aşkı konu alan kitabın baş kahramanlarındandır.Kitapta Raif adlı karakter Maria'yı yani Kürk Mantolu Madonna'yı tutkulu bir aşkla sevmektedir ve tüm yaşamında sadece onunla beraber olduğu aylarda ruhen yaşamıştır. Hayatta sevdiği tek insanla bir daha görüşememesinden dolayı insanlara karşı bütün inancını yitirir ve bir daha asla kimseye içini dökemez ancak, Raif Efendi'nin yaşamı, Maria Puder'in yaşamına göre kat be kat daha trajiktir ve denilebilir ki; Raif Efendi, trajedi kelimesinin karşılığıdır.Denilebilir ki, Maria Puder'ler daima gitmeye meyyaldirler.Maria puder bir kadının olması gerektiği bir karakterdir ve onun ölümü okuyucuları büyük hayal kırıklığına uğratmıştır.

     
  2. göz

    Görme organı. Duyu organlarının en önemlisi ve kuvvetlisi. Göz, omurgalılarda en gelişmiş duyu organı olup, insanlarda mükemmelleşmiştir. Karanlık bir gecede gökyüzüne baktığımızda milyonlarca kilometre uzaklıktaki yıldızları görebilmekteyiz. Basit yapılı canlıların bazılarında (deniz yıldızları, öglena ve klorofilli su yosunları gibi) ışığa karşı duyarlı kısımlar mevcuttur. Su yosunları ve bitkilerin, özellikle çiçeklerin, görme ve hissetme kabiliyetlerinin bulunduğunu gösteren ciddi araştırmalar mevcuttur.Bazı sürüngenlerde, şakak kemiği içinde göze benzer bir organ görmeyi sağlar. Bunların gözleri ayrı ayrı görürler ve üzerlerinde pullar vardır (kozalaksı göz).Su yüzeyinde yaşayan bazı balıkların dört gözü vardır. Üstteki iki göz havayı, alttaki ikisi suyun içini görmeyi sağlar.Eklembacaklıların hepsinde göz hareketsizdir ve gözlerinde göz billuru bulunmaz. Bunların gözü, çok sayıda sade gözün birleşmesinden meydana gelmiştir (petek göz).Örümceklerde göz billuru (lens) vardır. Gözleri oldukça gelişmiştir ve sayıları on ikiye kadar çıkar.Göz önemi, hassasiyeti, çeşitli darbelerden ve tesirlerden kolayca etkilenebilmesi dolayısıyla insan vücudunda sağlam bir miğfer içine yerleştirilmiştir. Gözün içinde bulunduğu ve kemiklerle çevrili bu boşluğa göz çukuru (orbita) ismi verilir. Üstte kaş ve kaş kemiği, dışta ve altta şakak kemiği, içte burun kökü ile çevrelenmiştir. Göz kapağı, yabancı maddelerden gözü korur. Göz çukurunun hacmi 29 cm 3 kadardır. İçinde göz yuvarlağı, gözü hareket ettiren kaslar, damar ve sinirler ile bunlara yastık vazifesi gören yağ dokusu bulunur.Göz yuvarlağı (glob): Göz, iç içe soğan zarı gibi üç tabakadan yapılmıştır.

     
  3. nazım hikmet ran

    20 Kasım 1921 yılında Selanik?te, hayata gözlerini açan ünlü şairimizdir. 15 Ocak 1902 tarihinde ailesi tarafından nüfusa kaydettirilmiş ve doğum tarihi 1902 olarak resmi kayıtlara işlenmiştir.Moskova'da 3 Haziran 1963 tarihinde kalp krizinden öldü.Feryad-ı Vatan Nazım Hikmet?in ilk şiiridir, 1913 senesinde yazılan bu şiir Nazım Hikmet için ayrı bir önem arz etmektedir.Nazım Hikmet?in bilinen bazı eserleri ise Memleketimden İnsan Manzaraları,Unutulan Adam,Tahir ile Zühre,Sevdalı Bulut,Ferhad ile Şirin.

     
  4. evrim

    En kısa tanımıyla evrim, canlı türlerinin popülasyonlarının nesiller içerisindeki değişimi sürecidir. Evrim, genellikle kısa vadede genotipteki (genlerdeki), genellikle uzun vadede ise bu gen değişimlerine bağlı olarak fenotipteki (fiziksel özelliklerdeki) değişimdir.

     
  5. jane austen

    Jane Austen, 16 Aralık 1775'te İngiltere'nin Hampshire kentinde, bir manastır evinde dünyaya gelmiştir.İngiliz roman yazarı. Dolaysız ve sade anlatımı, sosyal olaylara ironik bakış açısı ve güçlü kadın karakterleriyle, 19.yüzyılda modern roman dilini oluşturmuştur. Gerçek kimliğini gizlemek suretiyle yazın çalışmalarını yayınlamış olan Austen'in birçok romanı "dünya klasikleri" arasına girmeyi başarmış; hatta "Pride and Prejudice" (Gurur ve Önyargı - Aşk ve Gurur olarak da bilinir), "Emma" ve "Sense and Sensibility" gibi en önemli romanları, defalarca film senaryosuna uyarlanarak beyaz perdeye aktarılmıştır. Kitaplarındakine benzer bir ironiyle hayatı boyunca hiç evlenmemiş olan ünlü yazar, en güçlü kadın kahramanlarını zor aşkların girdabına sokması, finalde ise, çiftleri evlendirmesiyle dikkati çekmiştir.