Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Sorgusuzca ve kayıtsızca kendi doğruları/yanlışları yerine başkalarından veya ezberlenmiş hayatlardan alınan doğrularla/yanlışlarla hayalde kendilerine ait olmayan bir hayatı sürdürmeye çalışan, gerçekte ise kendi hayatlarının doğrularını ve yanlışlarını göremeyen, kendi hayatlarını bir türlü yaşayamamanın vermiş olduğu düş kırıklıklarını iç dünyasında sürekli yaşayan bir gençlik.
Kaybolan çocukluk, kaybolan gençlik.
Kaybolan geleceğin çocukları.
teknolojik yetkinliklerini gelişim ve beceri olarak değerlendirdiğimiz, anane, görgü görenek ve örflerimize de bir o kadar uzakta yetişen, asi dozda, isyankar pozda, bildiği tek rota burnunun diki olan, aman okusun da diyerek sürekli pohpohladığımız, yardımlaşmadan pek anlamayan, bireysel çıkarları daha ön planda olan, "kendini ezdirmesin"i öğretirken başkalarının üzerine basmaması gerektiğini öğretmeyi atladığımız, ahlaki yozlaşmaya maruz kalmış geleceğimizi emanet edeceğimiz, beton yığınlar arasında ayakları toprağa basmadan yetiştirdiğimiz, domatesin ağacı olduğunu sanan çocuklardır.
Şimdiki sokakta oynayan çocuklardır. Bir gün bir tanesi yol kenarında toprağı eşeliyordu. hoparlör parçası gibi kablolu metal bir şeyi topraktan çıkarmaya çalışıyordu. Ona dedim ki: Kurcalamasana her şeyi mayın olabilir o, niye elliyorsun ?
Bana : Salak mısın? Burada mayın ne gezer ? diye cevap verdi. 3 yaşında falandı. Haklıydı.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |