Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ortaokuldayken ismini duyduğum bir amin maalouf romanı. yazarı çocukluğumdan beri çok sever ve okurum. tarihi yönü ve ortadoğu coğrafyasını çok iyi bilmesi bunun başlıca sebeplerindendir. arkadaş, bu kitabı okuduğumu sorduğunda tabi ki okumadığımı söylemiştim. hemen içeriğinden bahsetti o da okumamış ama abisinden duymuştu. allah'ın yüzüncü bir adının olduğunu ve bunu bilenin ayrıcalıklı olacağını anlatıyormuş dedi eser. çocukluktan olsa gerek, bu kurguya inanmıştım. kitabı ödünç aldım ve okumaya başladım...
1600'lü yılların tüm kıta serüveni, müthiş bir eser. baldassare'nin eşsiz yolculuğu. bu yolculukta yazarın bilgisine hayran olmamak elde değil. her sayfasında büyük haz duydum. kahramanın kitaplarla/kitapçılıkla olan haşir neşirliği beni daha çok efsunlamıştı ve onu kendime çok yakın hissediyordum. olağanüstü bir kurgu. o dönemin tüm kültürlerini, coğrafi bilgileri ve yönetim şekilleri biliyor, sosyolojik tahlillerini yapıyor gibi bu adam. çok başarılı ve entelektüel. şeytanın rakamı olan üç altı rakamına yaklaşıldığından dolayı, allahın'ın yüzüncü adını bile bu lanetten kurtulacaktır. kahraman bu isimin peşine düşer. peşine düş/erken karşılaştığı tüm gözlemleri detayıyla sunuyor. bu ismi ararken aslında baldassare kendini arıyor. bir nevi bu somut yolculuk kendi içine olan soyut yolculuğu. ve insan yine özüne, kendine döner.
en çok ilgimi çeken kesiti ise kahramanın dünyanın bir ucuna gitse de sahaf olmasından ötürü tanınıyor olmasaydı. tüm kuşağın kitap alım-satımı yapmasından ötürü namları tüm dünyayı sarmış. anadolu, rumeli şimdiki ege'ye de uğruyor.
betimlemelerin ahengi, uyumlu ve çelişkisiz olaylar, detaylı bilgilerle sizi kesinlikle etkileyecek bir roman.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |