Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kanımca gerçek olmayan bir önermedir. kitap okuma oranları sadece satılan kitaplarla tespit edilmeye çalışılırsa bu sonuca varılabilir. ancak anadolu halkı olarak para harcamayı pek sevmeyip, paylaşmayı sevdiğimiz için satın aldığımız bir kitabı veya bir gazeteyi kaç kişiyle paylaştığımız düşünülürse az az öncekinden daha iyimser bir oran ortaya çıkacaktır. bunu anlamak isteyen kişinin bir berbere akşam saatlerinde gidip sabah satın alınan gıcır gazetenin geldiği parçalanmış ve nemlenmiş halini görmesi yeter de artar.
berberdeki gazetenin yıpranmışlığından o gazetenin okunurluğu hakkında çıkarım yapmak bahse konu hakkında sağlıklı bilgi veremez dediğim konudur.
berberdeki gazetelerin spor sayfalarının dili olsa da konuşsalar.
gazetelerin spor ve ilan sayfalarının revaçta olmasıyla, kitap taşıma yöntemiyle, imeceyle falan bu eksikliğimizi olumlamaya çalışmak bence abesle iştigaldir.
ne yazık ki okumuyoruz. ne zaman yaşadığımız şehirde kurulan kitap fuarlarına geçerken uğrama lütfundan kurtulursak işte o vakit kımıldama başlar.
yavuz bülent bakiler'in bir söyleşisinden alıntı:
30'lu yaşlardayken kendisine sorulan "ne kadar kitabınız var?" sorusuna bir edebiyat öğretmeninin; "oo birçok kitabım var, 20-25 kadar..." diye cevap vermesi düşündürücü değil mi?
bu sebebi ve sonucu sürekli birbirine ulaşan bir kısır döngüdür.
gelişmemişlik - az kitap okumak
az kitap okumak - gelişmemişlik
amaç okumaksa eğer o konu, bu konu diye ayrım yapmanın mantıksız kaldığı başlık. kimi magazin okur, kimi roman okur, kimi haber okur, kimi futbol okur, kimi reklam okur. bu, kişilerin okumadığı anlamına gelmez. sadece farklı şeyleri okudukları sonucunu çıkarabiliriz. yok okumaktan kasıt sadece birilerinin kriterleri tarafından belirlenecekse o zaman kimsenin burada yazmasına da gerek yok denir. ayrıca herkes bilir ki her yıpranmış kitap okunmuş demek değildir. ancak çok okunan kitap az da olsa muhakkak yıpranacaktır maalesef. okundukça da daha da yıpranacaktır. mevzuyu olumsuz görmek isteyen kişinin bardağın yarısı boş demesi de normal karşılanmalıdır.
burada ele alınan sorunsal zannımca şudur, tüm dünya ülkelerinde devletin resmi organlarından izin alınıp basılan ve baskının da talep edenin eline ulaşan kısımlarıyla oluşturulan istatistiki rakamlar. ülkemiz bu evrensel hesaplama yönteminde abd den 15 kat, Japonya dan 7 kat, İngiltere ve almanya dan 11 kat daha geridedir, diye ortaya konan sonuçlardır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |