Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Rasih güran

paylaş araştır

 

  1. Çevirinin piri...

    Çok uzun zamandan beridir İntihar ettiğinden haberdar olduğum fakat nedenini hep merak ettiğim ve sonrasında hüzünlü hayatının/ölüm şeklinin detaylarını cumhuriyet gazetesinde bir yazıdan öğrendiğim; dünyanın en zor romanı olan William Faulkner'ın Ses ve Öfke eserini kusursuz ve mükemmel bir şekilde çeviren usta... Ayrıca yine Çıplak ve Ölü, gazap üzümleri ve camus'un birkaç eserini dilimize mükemmel ötesi bir şekil ve duygu ile aktarmıştır. Kesinlikle hakkı ödenmez bir insan...

    Bu alıntıyı paylaşmak istedim bu arada:

    "1912 doğumlu bu parlak insan, Nazım Hikmet'in kardeşi gibi sevdiği ve güvendiği arkadaşlarından biri olmuştur. Sosyalist düşünceye inanmış, Türkiye Komünist Partisi'ne üye olmuştur.

    Çağdaş resim sanatımızın önde gelenlerinden Nazmi Ziya'nın (1881-1937) yeğeni olan Rasih Güran, 4 Ocak 1936 günü, Nazım Hikmet'i Nazmi Ziya'yla buluşturup onun bir portresini yapmasını sağlamıştır. Bu tablo bugün, Piraye Koleksiyonu arasında korunmaktadır.

    Ne ki, ilerleyen yıllarda Rasih Güran, büyük hayal kırıklıklarına uğramıştır. Bunlardan ilki, Nazım'ın Bursa Cezaevi'nden Piraye'ye ayrılmak isteğini bildiren mektubu Rasih Güran'la elden göndermesidir. Nazım'ın, kavgasıyla sevdasını birleştirerek dünyanın en güzel şiirlerini yazdığı Piraye'den ayrılmak istemesini Rasih Güran hiç anlayamamıştır.

    Ardından ellili yıllarda, uzun yıllar sosyalistlerin mitleşmiş önderleri olan Stalin'in ölümünün ardından inanılmaz vahşet ortaya dökülür. Önder bildikleri kişi, milyonlarca insanın ölümünden sorumlu tutulmaktadır. Rasih Güran, bu büyük yıkımın etkisinden bir türlü kurtulamaz. Ağzında hep aynı soruyla dolaşır: "Bize ya önceden yalan söylüyorlardı ya da şimdi yalan söyleniyor." Öyle ya da böyle kandırılmış olduğu düşüncesini onuruna yediremez.

    Rasih Güran, yetmişli yılların başında kanser kuşkusuyla hastaneye yatırıldığında öleceğini öğrenmekten mutlu olmuştur. Yalanla dolu bu dünyada yaşamak için bir neden bulamamaktadır. Aynı günlerde devrimci gençlerden Sinan Cemgi'in Nurhak Dağları'nda öldürülmesi, içindeki acıyı daha da büyütür.

    Hastanede yapılan tetkikler sonuçlanmış, kanser olmadığı anlaşılmıştır. Mutlu haberi alan Rasih Güran, hastane odasının balkonundan kendini aşağı atıp hayatına son verir."

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.