Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

niccolo machiaveli

paylaş araştır

 

  1. tarih ve politika biliminin kurucusu olarak görülen şahsiyet.

    der ki; "yeni bir düzen kurabilmekten daha zor, başarısı daha şüpheli ya da gerçekleştirilmesi daha tehlikeli hiç bir şey yoktur."

     
  2. "prens" isimli bir kitabı bulunan ve "başarıya giden yolda her şey mubahtır" ilkesini benimsemiş şahsiyet.

     
  3. 500 yıl önce amaca giden her yol meşrudur diyen filozof ve hala gecerlidir

     
  4. İslamcıların örnek aldığını düşündüğüm şahıs.

     
  5. politikacı,diplomat,yazar,flozof olan kişidir.

    tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan folaransalı düşünür devlet adamı askeri stratejist şair oyuncu yazar italyan rönesans hareketinin en önemli figürlerinden olan kişi.

     
  6. Şöyle bir başlamak istiyorum hiçbir şeyin mutlak olmadığına pratiği ile yaşayarak. Görmek ve bakmak arasında fark vardır ya hani bunu tetikleyen durumlar da mevcuttur muhakkak. Bir dizi izledikten sonra Machiavelli'yi tekrar tekrar araştırıp okuma tecessüsü doğdu açıkçası. Ben kıyaslamayı sevmem lakin O'nun ve Luther kıyaslamasının dahiyane olduğu kanaatine vardım. Sözgelimi Machiavelli yasanın skolastik düşünce itibari ile yasaların Tanrı'dan alınıp dünyevi olmasını dile getiren ilk eseri vermişti.

    Sözkonusu ahlaki kavramlardan ziyade siyasi bir erdemden söz edilebilirse de Machiavelli'deki siyasi erdem yine siyasi etkinlikle ölçülür. Bu nedenle de Machiavelli'ye göre önemli olan erdemli insanların siyaset yapması değildir, doğa ya da zorunluluk karşısında etkin ve gerçek bir siyaset yapabilen kişi erdemli varsayılır. Dolayısıyla hükümdarlığın babadan oğula geçmesini savunmaz Machiavelli; sözü edilen siyasi etkinliği, dolayısıyla erdemi gösterebilecek herhangi bir kişi hükümdar olabilir. İşte kanbağına dayanan prense karşı Machiavelli'nin yeni Prens'i budur.

    Siyasi erdem etkin olmaktır, etkin olmak da bir praksis meselesidir. Yine Machiavelli'de savaş ve politika alanı Aristoteles'te olduğu gibi erdemin gösterileceği yer değil, tam tersine savaşta ve politikada etkinlikle erdemin oluşacağı yerdir. Bu nedenle de erdem verili bir değer değil üretilen ve yaratılan bir gerçekliktir. Siyaset de, siyasi erdem de, tarih de, birey de her zaman statik değil oluş halindedir ve siyaset gerçek olanın içinden geçen bir praksisten başka bir şey değildir.

    Elbette Luther İncil'i çevirmekle ve Tanrı ile kul arasındaki aracıyı ortadan kaldırmakla kalmaz. Bir din adamı olarak tebasına bundan böyle dinin Tanrıyla birey arasında olduğunu, dünyevi meselelerde tek iktidarın dünyevi iktidar/kral/hükümdar olduğunu ve her Hristiyanın bu dünyada yaşarken dünyevi iktidara itaat etmesinin Tanrı katında en muteber davranış olduğunu salık verir. Din artık Tanrı ile kulu arasındadır, dünya da kral ile tebası arasında. Gücünü kaybetmeye başlayan Kilise?nin buna nasıl direndiği ve onyıllar boyu süren din savaşlarının sonuçları başka bir tartışma konusu olmakla birlikte laikliğin ilk tohumlarının Machiavelli ve Luther ile birlikte atıldığı ve bundan sonra Batı tarihinin bambaşka bir yöne gittiğini biliyoruz.

    Nasıl olup da bu denli Cumhuriyet, demokrasi ve çokluk yanlısı Machiavelli bağlamından bu kadar saptırılarak 'Makyavelizm' gibi hiç üstüne oturmayan bir dünya görüşünün müsebbibi olarak anılırken, Kapitalizmin ruhunu Protestanlıkla birleştirip bu dünyada kazanılan paranın Tanrı'ya hizmet etmek demek olduğunu ve ne kadar güzel kazanılırsa bir gün Tanrının hizmetinde o kadar kullanılacağını ? ki o zaman hala gelmemiştir- fikrinin öncüllerinden, dolayısıyla Batı ekonomik ve kültürel sömürgeciliğinin ve hegemonyasının müsebbiblerinden belki de ilki olan Luther neden hiç bu yönüyle anılmaz, gerçekten merak edilesi bir husus. Neden Luther Aydınlanma'nın atalarındandır da Machiavelli o Aydınlanmanın kötü çocuğu, istenmeyen bir komplikasyon, kötü bir yan etkidir?

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.