Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

mısır medeniyeti

paylaş araştır

 

  1. hiyeroglif resim yazıları sayesinde çok garip bulgulara ulaşmışlar.

    hükümdarları yemek yemeye düşkünmüş ve ellerinin altında her türlü taze sebze, meyve, et bulunduğundan bol bol yiyip içiyorlarmış.

    buna da bir çare bulmuşlar.

    hint yağından müshil hapları üretmişler.

    hint yağı nedir bilmiyorum hemen bakayım.

    diğer adı kastor yağıymış ve hint bitkisi adı verilen bir bitkinin ( bir tür sütleğen ) damıtılıp yağ haline getirilmesiyle elde ediliyormuş, akdeniz iklimi görülen geniş bir coğrafyada kendiliğinden yetişiyormuş aç parantez kapa.

    tıpta gerçekten diğer medeniyetlere göre ileriymişler.

    çaya çorbaya limon tarzında her sıkıntılarında bu müshillerden birer ikişer atıyorlarmış.

    o değil de hükümdarların bir lavmancıbaşı varmış saraylarında.

    hükümdarın değerli lavabo işleriyle uğraşan kişi bu kişiymiş.

    bu büyük gurur duyulacak saygın bir makammış.

    çünkü firavuna dokunabilme, ona yakın olabilme imkanı başka diğer olanaklara da kapı açabiliyormuş.

    her neyse asıl konuya dönelim:

    müshil yoluyla fazladan yediklerini çıkararak vücutlarını bu gereksiz artıklardan arındırıp şifalandıklarına

    inanıyorlarmış.

     
  2. bir de şu var:

    kadınlar ceplerinde arpa ve buğday taşıyor gebelik testlerini bu hububatla yapıyorlarmış.

    mısırlılar gözlemci ve meraklı insanlar olduklarından şeyi keşfetmişler:

    hamile kadınların idrarlarının çimlenme ve filizlenmeyi hızlandırdığını...

    bu yöntemi kullanarak hamile olup olmadıklarını kestirmeye çalışıyorlarmış.

    bu mevzu yakın geçmişte önce inandırıcı bulunmamış fakat sonra günümüz koşullarında yeniden incelenmiş.

    gerçekten de hamile idrarında bulunan Betahcg nin ( galiba bir tür protein senteziymiş )

    gonadotropin koryonik hormon plasenta tarafından üretilen destekleyici bir hormonmuş.

    herhalde ellerinin altındaki çiftlik hayvanlarının durumları bunu keşfetmelerinde rol almıştır.

    neyse bu konuda mısırlılar çok isabetli sonuçlara ulaşıyorlarmış.

    yalnız arpa ve buğdayı cinsiyet belirleme amaçlı kullanmaya çalışınca baltayı taşa vurmuşlar.

    çünkü arpa ile buğdayın bu konuda bir işlevi yokmuş.

    tabi o zamanlar çin takvimi de çok uzaklarda olduğundan...

     
  3. bunun haricinde burada yazamayacağım kadar tuhaf tıbbi buluşları ve tedavi yöntemleri de varmış.

    modern tıp, modern tıptır ama eski zamanlarda başka başka tıp türleri de vardı.

    yanlış anlamadıysam iç parazitleriyle barışık bir hayatları varmış ve durumlarını çok farklı yorumluyorlarmış.

    mumyalama işi çok pahalı bir işmiş.

    şöyle örnek verecek olursak:

    günümüzde komple ağız yaptırıp

    bir ferrariyi ( abarttım ) ağzın içine gömmek gibi.

    son sistem, doğal görünümlü porselen diş gibi detaylar.

    ölmeme konusuna kafayı takan zenginler varmış o dönemde.

    ölmek istemiyor, sonsuza kadar yüksek serin taş binalar, gölge yapan pahalı kumaşlar, kuş tüyü yelpazeler eşliğinde yaşamak istiyorlarmış.

    altın tabaklar içindeki lezzetli meyvelerden yemek istiyorlarmış.

    hakikaten piramitlerin ve tapınakların günümüzdeki hali insanı cezbetmiyor.

    Allah'tan herhangi birinin aklına gerçek ortamlarını canlandırmak gelmiyor.

    gelse paralize oluruz Allah korusun.

     
  4. bir cezalandırma yöntemi olarak el kesmek, el ve ayakları çaprazlama kesmek gibi uygulamaları yaygınmış.

    hatta bununla ilgili sırf ellerden oluşan bir mezarlık bulunmuş.

    ( Mısır'da bulunan 12 kesik el )

    eller, Tell el Daba'daki bir sarayın avlusunda bulunmuş. ( Hyksos sarayı bahçesi )

    ellerin 11 i erkeklere 1 tanesi ise bir kadına aitmiş.

    İnsanın aklına doğrudan sihirbazları getiren bir uygulama.

     
  5. eh, çölün ortası, deniz bilem yok diye kendimizi avutmayalım efendim.

    nil kenarı her dem bahar, efil efil, püfür püfür, taze bahar havası ruhuna dolar, baygın çiçek kokuları her yanı kaplar, kayıklar, gemiler nil üzerinde nazlı nazlı süzülür. ne güzel kumlar sıcacık, iklim mutedil, ateşi ancak yemek pişirmek için ya da maden işlemek için kullanırsın.

    yalnız o dönemde de edepsizlik varmış.

    özellikle kadınlara karşı fütursuz davranılıyormuş.

    nil kenarına inen kadınlara miyavlama sesi çıkarıyor, ıslık çalıyor ya da bazı uzuvlarını rahatlıkla gösterebiliyorlarmış. pek bir yaptırımla da karşılaşmıyorlarmış.

    eh kadınlar da tekinsiz yerlere gitmeyiveriyorlardı herhalde. evlerinin kıyısından ayaklarını sokup serinliyorlardı diye tahmin ediyorum.

     
  6. sayın dermes yazarımızın yazmazsanız yazmayın ben tek hepiniz dercesine paso kendi iletisine entry üstüne entry girdiği başlıktır

    okumadım çok üzün üşendim :))

    mısır deyince aklıma haşlanmış süt mısır geliyor onların medeniyeti de güzel olur gerçi rakibi de var közlenmiş mısır aralarındaki rekabet yüzyıllardır devam ediyor. koçan savaşları da denmiş bir zamanlar buna

    sonunda bakmışlar sonu yok patlamış mısır olarak tarihin tozlu raflarında yer edinmişler :)

     
  7. tarihin közlü amaan tozlu raflarından kevser hanımın eşsiz tarifi ile yeniden gündeme gelmiştir. kevser hanıma mısır medeniyeti hakkında verdiği bilgilerden ötürü çok minnettarım.

    not: dermess söylenecek herşeyi tek başına yazdığı için bize goygoyunu yapmak düştü. şimdiden özür dilerim...

     
  8. yoo sorun değil biz en azından hala merak ediyoruz.

    medeniyetin varisleri kral mezarlarına eşek bağlamakta bir beis görmemişler.

     
  9. başka videodan;

    burun kesme gelenekleri de varmış.

    ceza yöntemi olarak insanların burunlarını kökünden kesiyorlarmış.

    o dönemde plastik cerrahi de yok, cezalandırılanların kolay kolay insan içine çıkamaması hedefleniyormuş.

    yine de cezalandırma konusunda iranlılara yetişememişler.

    insanları ağaçtan bir tabutun içine hapsedip üzerlerine bal ve süt döküyorlarmış.

    sineklerin, arıların üzerlerine konup oradan beslenmelerini, larvalar bırakmalarını ve cezalı kişiyi yavaş yavaş tüketip bitirmelerini sağlıyorlarmış.

    hele rezilliğe bak.

     
  10. arkeolog olup mısırı incelemek isterdim.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.