Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Peygamber efendimizin doğduğu, büyüdüğü ve hicret yapmak zorunda kaldığı şehir. müslümanların kıblesi Kabe'nin içerisinde bulunması ile ayrı bir yeri ve değeri olan şehirdir.
31 aralık günü itibarıyla fethinin yıl dönümü kutlanan kutsal şehir. rabbim tüm müslümanları orada bulunmayı ve kabeyi ziyaret etmeyi nasip etsin inşallah.
Arap yarımadası`nın batısında bulunan eski hicaz bölgesinde ve kızıldeniz`in doğusunda yer alır.
islam dininde önemli yeri olan kutsal bir şehirdir.
zira islam dininin peygamberi Hz muhammed burada doğmuştur.
islam`ın kutsal kitabı olan kur-an-ı kerim`in burada indirilmeye başlandığına inanılan şehirdir.
Suudi arabistanın 14 şehrinin arasında en kalabalık 3. büyük nüfusa sahip şehridir(yaklaşık 2 milyon). Arabistanın başına suudi kelimesi getilmesinin sebebi ülkeye ilk kral olan suud kabilesinden dolayıdır. İngiliz ajan gertrude bell ile ilgili bilgiye vakıf olanlar bunu daha iyi bilirler.
Mekke şehrinde hava alanı olmadığından İstanbul'dan Cidde veya Medine şehrine direkt uçuşlar vardır. Cidde şehrine yaklaşık üç buçuk saat yolculuktan sonra varıyorsunuz. Cidde'den Mekke'ye otobüs veya ticari taksilerle ulaşım mümkün. Otobüsle ortalama bir saatte varıyorsunuz.
Araplara peygamber efendimizden dolayı çok büyük sempatisi olan bir anadolu insanı cidde hava alanına indikten sonra hayal kırıklığına uğruyor. hava alanında sizi bir kabile devleti bekliyor. ellerinde coplar olan(çobanlık yapanlar bilirler, tıpkı o değnekler gibi), kahve renkli kıyafetli hava alanı polisi sizi karşılıyor. Yallah kelimesi eşliğinde sizi sıraya sokup, değnekle sırayı hizaya soktuktan sonra dakikalarca pasaportunuzu kontrol edip, saçma sapan sorular soruyorlar, ardından pasaportunuz o elden diğer ele dolaşıyor. Bu ilk intibadan sonra algınız değişiyor, ülkenin giriş kapısı böyleyse acaba beni ülkenin diğer odalarında ne bekliyor diye düşünüyorsunuz. Ayrıca hava alanındaki lavabolar çok pis, giderleri yok, o uzun uçuş mesafesinden sonra karşılaştığın tablo karşısında şükür ediyorsun türkiye gibi temiz bir ülkede yaşadığına.
cidde'den Mekke'ye giderken yol boyunca uğradığınız o olumsuz karşılamayı düşünüyorsunuz. Mekke şehrine yaklaştıkça o olumsuz hava dağılıyor. tamamen sizi bir duygusallık kaplıyor. efendimizin geçtiği, yürüdüğü, ayağını bastığı o topraklara hüzünle bakıyorsunuz artık.
Mekke etrafı kahverengi dağlarla çevrili, yüksek binaların olduğu, dağınık bir kent. kabenin bulunduğu harem bölgesinde bir saatin yer aldığı gökdelen var, tamamen kabeyi gölgesinde bırakıyor. içinizden kapitalizme küfürler savuruyorsunuz. sonra farkına varıp tövbe estağfurullah ben neler diyorum diyorsunuz kendi iç sesinize.
Hem kabe çevresinde hem de mekkenin çeşitli mahallelerinde(şişe, aziziye gibi) tükiye'den uzun yıllardır buraya yerleşmiş cemaatlerin (menzil, milli görüş gibi) mensuplarının işlettiği oteller var. bu otellerde günlük çıkan yemekler türkiye mutfağına özgü yemeklerdir. bu önemli bir konu. çünkü arap mutfağı bizim mutfağımıza çok uzak bir mutfak. yemekleri çok yağlı ve çok ağır soslar(küri) içeriyor. damak zevkimizden uzak olması ve ağır olmasından dolayı ibadet etmenizi de güçleştiriyor. Ne var ki kabe çevresinde burger king ve saat kulesinin altında bir simit sarayı da vardır.
Kabenin etrafı Osmanlı varakları ile çevrilidir. ancak son yıllarda çok fazla tamirat ve inşaattan dolayı bir çoğu kaldırılmış, genişletme çalışmaları nedeniyle sayıları azalmıştır. kabenin her yerinde su sebilleri vardır. zemzem dolu, yanında ibriği, bardağı dolu küp küp su bidonları. her on adımda bunları bulmak mümkün. kabenin bulundugu yerleşkenin içinde yürüyen merdivenler vardır. umre ve hac ibadetinin rahatlıkla yerine getirilmesi için her türlü ortam, şartlar uygun halde. temizlik kabe de muazzam. yerleri sürekli temizleyen görevliler var.
Sabah namazı için kaldığı otelden ayrılan biri sabahın o enfes manevi havası altında, huzur dolmuş bir yürekle ve keşke hep burda kalsam duasıyla, iç geçirmesiyle saflara geçerken; kabe imamının o tarifsiz güzel sesi eşliğinde ömrünün en güzel sabah namazını kılar. o namazdaki lezzet ülkeye döndükten sonra hiçbir zaman yakalanamıyor.
kabenin yanındaki yerleşkenin 2. katına çıkıp kabeyi, tavaf eden insanları seyretmek de ayrı huzur sebebi. gerçekten baktıkça bakasınız geliyor. öylece saatlerce oturup kabeyi seyretmekten kendinizi alamıyorsunuz.
o manevi iklimi, o muazzam bölgeyi ve efendimizin orada doğduğunu, yaşadığını, bir zamanlar senin oturdugun yerde oturdugunu düşündükçe insan tuhaf oluyor, o yüzden orada kaldığı süre boyunca o müthiş duyguyu iliklerine kadar hissediyor, yaşıyor.
Mekke'ye gidilmesi için en uygun zaman kanımca kasım,aralık, ocak ayları. çunku bu aylar arabistan 'da ilkbahar ayları ve hava da serin, yumuşak. dolayısıyla bu mevsimde rahatlıkla hem gezebiliyor, hem de ibadetinizi daha verimli şekilde yapabiliyorsunuz.
Mekke'den ayrılıp Medine veya Kudüs'e doğru yola çıktığınızda ise yine içinizi bir hüzün bir duygusallık kaplıyor. Efendimizin mekke'den ayrılmak istememesine rağmen, mecbur kalıp ayrıldığı ve Allah'ın yarattığı şeyler içinde en çok sevdiğim yer sensin. Eğer buranın halkı beni zorla çıkarmasaydı, ben kendiliğimden çıkmazdım." sözünü hatırlayıp daha da hüzne gark oluyorsunuz. Akabinde inen ayette vatanlarından hasretle ayrılanlar bir gün mutlaka sevdikleri yere geri döneceklerdir kelamını duyunca insanın içine bir ferahlık geliyor.
Ez cümle başlangıçta karşılaştığınız şeyleri ayrılırken hiç hatırlamıyorsunuz bile. Kuş gibi hafiflemiş, aklınız sadece mekke'de kalıyor. doymuyorsunuz. doyamıyorsunuz. inşallah bir daha gelmek nasip olur diyorsunuz. iç geçire geçire.
huzur bulunan yerdir.
Milyonlarca Müslüman Hac ibadetini yerine getirmek için gittikleri yerdir.
Müslümanların olması gerektiği yerdir.
buraya "Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk / Geldim, buyur Allahım" diyerek girebilmek, 2 milyar Müslüman'ın içinden seçilmiş olmak ve Allah'ın misafiri olmak her kula nasip olmuyor.
Allah (cc) Bizleri oraya gidebilen kullarından Eylesin.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |