Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

ley hatları

paylaş araştır

 

  1. bir teori olarak ortaya konulmuş kavram.

    kimileri var olduğunu ileri sürüyor.

    kimisi ise ley hattı falan yoktur diyor.

    tanımı: dünyayı bir ağ gibi sardığı ileri sürülen manyetik alan çizgilerine bu isim verilmiş. Bu teori 1920 yılında İngiltere'de ortaya atılmış. kısacası yeryüzünün belli noktalarında enerji yoğunlaşmaları olduğu ileri sürülmüş.

    nasıl ölçülmüş, neye göre belirlenmiş bilmiyorum.

    dünyada kutsal olarak kabul edilen yapıların, mabetlerin, günümüze kadar ulaşan magalitlerin, kısacası anıt eserlerin hep bu hatların kesişim noktalarında inşa edildiği ileri sürülüyor.

    demek ki bu manyetik alanları bir şekilde ölçme tespit etme yöntemi geliştirmişler. Tabi iddialar doğruysa. bunun basit sarkaçlar yardımıyla ölçülebileceği belirtilmiş.

    sanırım bu yapıların dünyadaki dağılımlarına bakmışlar.

    belli yerlerde kümelendiklerini fark etmişler.

    aralarında bir bağlantı, anlamlı bir ilişki, bir tercih sebebi olabileceği mantığını yürütmüşler.

    sonra bu kümelenmeleri belli hatlara atfetmişler.

    belki başka anlamlı ilişkiler kurulmuştur.

    Mesela bulundukları bölgenin en yüksek noktası ve temiz akarsu kaynağının yanı.

    atıyorum, göçmen kuşların göç rotalarının üstü.

    atıyorum, hayvanların bulunmaktan hoşlandığı bölgeler. göç eden hayvanların yolculuk rotaları. bulunmaktan kaçındıkları noktaların tespiti.

    atıyorum, deprem riski en düşük olan yeri. Fay geçmeyen bölge.

    atıyorum, tsunami riski olmayan, tarihte yıkılma hikayesi bulunmayan arazi.

    atıyorum, varsa bir yanardağ, onun yakını.

    belki de şöyle olmuştur: Kötü yerlere yapılanlar yıkılmıştır. Bize sağlam yerlere inşa edilenler kalmıştır. Yıkılanların malzemelerini alıp başka yerde kullanmışlardır. olumsuz bölgeleri bir şekilde tespit etmiş oraya bir daha yerleşmemişlerdir. Bu da bir olasılık.

    belki eski medeniyetler bizim sabana koşulmuş canlı gibi davranmamızın aksine, hayatlarını rutine bindirmemişlerdi ve arazide deli gibi bir şeyler araştırıp gerçekten bir şeyler bulmuşlardı.

    auroralar, canlı davranışları, yer hareketleri, ne bileyim sarkaç hareketleri, şusu busu onlara bazı ipuçları veriyordu.

    göçmen kuşların belli rotaları takip etmesinden kıllanıp bazı şeyleri keşfetmişlerdi falan filan.

    Son olarak: iddia odur ki dünyanın belli bölgeleri enerjilerin yoğun olduğu istisnai bölgeler olarak işaretlenmiş ve Anadolu bu bölgelerden biri olarak kabul edilmiş.

    belli coğrafi bölgelerde insanın kendini daha iyi hissettiği aslında hemfikir olduğumuz konu.

    Efes antik kenti ya da bülbül dağı, Urfa Balıklıgöl, istanbul'un pek çok tarihi noktası bu şekilde tanımlanabilir.

     
  2. bütün bilgiler bir araya getirildiğinde şu sonuç oluşuyor:

    volkanik dağ

    çevresindeki volkanik kayaçlar ve arazi

    bölgede ( magmatik kayaçlarda ) bulunan doğal radyoaktif ya da enerjisi yüksek elementler ( mineraller )

    yerin derinliklerine doğru inilebilen doğal oluşumlar ( lav tünelleri vs. )

    bölgenin verimli olması

    civarda kurulmuş yeraltı şehirleri, yakın bölgelere kurulmuş kadim antik şehirler, kimi zaman

    piramit olarak adlandırılan tapınak olarak isimlendirilen yapılar,

    bu bölgelerde yoğunlaşan tanımlanamayan gök cisimleri ve gök olayları,

    ışık hareketleri,

    volkan kraterlerindeki tespit edilmiş ve kayda alınmış tanımlanamayan cisim hareketleri

    depremler sırasında ortaya çıkan ışımalar

    bütün değilse bile şimdilik anlayabildiğim tüm malzeme bunlar.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.