![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
Buna şöyle bir sözle cevap verelim.
İyileşene kadar hasta olanı.
Eve gelene kadar dışarıda olanı.
Büyüyene kadar küçük olanı.
Ölene kadar hepsini.
Böyle olmalı evlat sevgisi...
Kız erkek değil evlat ayırana Allah akıl fikir versin...
Cahil, eğitimsiz, erkeğin üstün görülüp kadının ikinci Sınıf vatandaş ve hizmetkar olarak görüldüğü ailelere has akıl ve insanlık dışı düşünce yapısı.
Medeni ve gelişmiş toplumlarda rastlanmaz.
Çağ dışı ve utanç verici bir düşünce. Kaçıncı yüzyıldayız ve maalesef hala böyle ilkel ve geri kalmış aileler var.
Ne mutlu bana ki ailem ve hatta sülalemde böylesine geri kalmış zihniyete sahip bir birey yok.
Türklerde kız çocukları değerlidir. Sanmıyorum ki hiçbir Türk, kız çocuğunu erkek çocuğundan değersiz görsün. Yüzyıllar önce İslamiyet öncesinde böylesine değerli iken kız çocukları, kadınlar aradan kaç yüzyıl geçtikten sonra değersiz görülüp ayrıma tabi tutulsun. Kız çocukları ve kadınlar araplarca değersiz görülmüş geçmişte. Hala da bazı Arap ülkelerinde böyle ne yazıkki. Türklüğünü yitirmiş asimile olmuş Arap kültürüne özenti duyan aileler tarafından veya ilk cümlemde de ifade ettiğim gibi cahil, eğitimsiz sığ insanlar tarafından da böyle görülebilir.
yok öyle birşey, günümüz yüzyılında hala geçen yüzyıldan kalan hafızalarla mağduriyetin iyice cılkını çıkartan kadınların uydurmasıdır bu. artık kadın hakları yada mağduriyet adına ne diyeceklerini o kadar şaşırmışlar ki başlığı görünce yuhh diyesi geliyor insanın. kadın cinayetleri var mı var, kadına şiddet var mı var, ama bu ülkede erkeğe hayvana çocuğa da şiddet var ve bir mağduriyeti abartırsanız önemini ve ciddiyetini kaybetmesine neden olursunuz. ben iki erkek baabsı bir üye olarak kızım olmasını çok isterdim ve çevremde gördüğüm kız çocukları erkek çocuklarından daha sevgiye tok, ilgiye tok ve daha şımartılarak büyütülüyor
Kadın mülktür demiştik yineleyelim
On binlerce yıllık insanlık tarihinde bu böyledir. Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Anglosakson'u fark etmez; kadın her yerde ve her zaman bir mülktü. Bildiğin at gibi, eşek gibi. Erkeğin hizmetine adanmış, onun soyunu sürdürmesini sağlayan, canlı ama hak sahibi olmayan bir eşya.
Hayat şartları bunu gerektiriyordu. Erkek dışarıda bizon avlarken kadın, "Keşke bir erkeğin mülkü olsam" diye dua ediyordu. Çünkü tek başına hayatta kalması mümkün değildi. Kadın, hayatta kalmak için bir erkeğin korumasına, yani onun sahipliğine ihtiyaç duyuyordu.
Ancak son 200-300 yılda üretim sürecine dahil olmasıyla birlikte, kadın da insanlık sahnesine çıkmaya başladı. Bu yeni durum, yeryüzündeki tüm kadim düzenleri sarstı. Çünkü on binlerce yıllık alışkanlıklar bir anda değişmez.
Bizde kadın cinayetleri meşhurdur.
Ve bu cinayetlerin tamamı -istisnasız tamamı- kadının hâlâ bir mülk olarak görülmesinden kaynaklanır. Erkek, kendine ait olduğunu düşündüğü "eşyanın" itaat etmediğini gördüğünde, yasal olmayan ama kültürel olarak hâlâ meşru sayılan "mülk hukukunu" uygular.
Yani kız çocuk mülk, erkek çocuk evlattır
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |