Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Kadınlar ve Erkekler Arasındaki Farklılıklar

paylaş araştır

 

  1. Bu mars venüs mevzusu 20. yüzyılda popülerdi.

    Bu konuyu o kadar geliştirdiler ki...

    Her bir ruhun başka bir gezegenden ya da boyuttan geldiğini ileri sürmeye başladılar.

    pek bir şey bilmediğimiz için halimiz duruma vakıf olanlar için komedi sayılabilir.

    depoda mıyız,

    reyonda mıyız,

    mağazada mıyız,

    laboratuvar çekmecelerinde miyiz,

    departmanlarda mıyız,

    ayrı ayrı gezegenlerde miyiz,

    yerde miyiz, gökte miyiz ?

    Allah bilir.

    seçip seçip yeryüzüne gönderiyorlar belli bir sisteme göre.

     
  2. bu konu üzerine, yin yang efsanesine göre güzel bir hikaye yazılabilir.

     
  3. Kadim ve ilahi metinlerde kadınların neden daha az muhatap alındığı konusu, tarihin derinliklerine inen bir tartışma alanıdır. Bu metinlerin çoğunda buyrukların erkeklere yönelik olduğu görülür ve kadının birey olarak bile görülmediği izlenimi verilir. Bu durum, günümüzden baktığımızda adaletsiz ve haksız bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu durumun kökenlerine inmek ve arka planını anlamak için toplumların tarihsel ve kültürel dinamiklerine daha yakından bakmak gerekmektedir.

    Öncelikle, insanlık tarihi boyunca erkeklerin fiziksel güçleri ve toplumsal rollerinin, onların potansiyel suç eğilimlerini nasıl şekillendirdiğini anlamak önemlidir. Erkekler, fiziksel şiddete daha yatkın olup, dürtüsel ve güdüsel temelli suçları işlemeye daha meyillidir. Cinsel saldırılar, savaş suçları, adam öldürme, hayvanlara yönelik şiddet ve vahşi cinayetler, genellikle erkeklerin gerçekleştirdiği suçlar arasında yer alır. Bu tür suçlar, fiziksel güç ve saldırganlık ile doğrudan ilişkilidir. Dolayısıyla, kadim metinlerin erkekleri hedef alarak buyruklar vermesi, bu potansiyel tehlikeleri kontrol altına almak amacıyla yapılmış olabilir.

    Öte yandan, kadınların suç potansiyellerine baktığımızda, daha çok düşünce şiddeti ve akıl şiddetiyle bağlantılı suçların öne çıktığını görüyoruz. Kadınlar, dedikodu, entrika ve manipülasyon gibi yollarla bir başkasının hayatını etkileyebilir. Ancak, bu suçlar erkeklerin işlediği fiziksel şiddet suçlarına kıyasla daha az tehlikeli ve yıkıcı olarak görülür. Bu bağlamda, kadınların bu tür suçları işlemeye daha az eğilimli olması, onların toplumsal düzene yönelik daha az tehdit oluşturduğu anlamına gelebilir.

    Bu nedenle, kadim metinlerin kadınları daha az muhatap almasının arkasındaki nedenlerden biri, kadınların toplumsal düzeni bozma potansiyelinin erkeklere göre daha düşük olduğu inancı olabilir. Kadınların, toplumun başına bela olmayacakları ve dolayısıyla buyruklarla sürekli olarak yönlendirilmek zorunda olmadıkları düşünülmüş olabilir. Erkeklerin ise fiziksel güç ve saldırganlıkları nedeniyle daha fazla kontrol edilmesi gereken bir grup olarak görülmesi, bu metinlerin erkeklere yönelik buyruklarla dolu olmasının bir diğer açıklaması olabilir.

    Bu perspektiften bakıldığında, kadim metinlerdeki bu yaklaşımın bir tür toplumsal düzeni koruma çabası olduğu sonucuna varabiliriz. Ancak, bu durumun günümüz değerleriyle ve toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışıyla örtüşmediği de aşikardır. Tarih boyunca kadının toplumdaki yeri ve rolleri evrim geçirmiş, modern toplumlarda kadın ve erkek eşit haklara sahip bireyler olarak görülmeye başlanmıştır. Bu nedenle, kadim metinlerin bu tarihsel bağlamda ele alınması ve günümüz değerleriyle karşılaştırılarak yorumlanması önemlidir.

    Sonuç olarak, kadim metinlerin kadını daha az muhatap alması, tarihsel bir bağlama ve dönemin toplumsal yapısına dayanan bir olgu olarak görülebilir. Ancak, bu durumun bugünün değerleriyle değerlendirilmesi, geçmişin hatalarından ders alarak daha adil ve eşit bir toplum inşa etme çabasını teşvik etmelidir. Kadın ve erkek arasındaki farklılıklar, onların toplumdaki rollerini ve sorumluluklarını belirlerken, bu farklılıkların birer ayrımcılık aracı olarak kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır.

     
  4. konuyu en basit, yalın ve anlaşılır haliyle serkan karaismailoğlu 'kadın beyni erkek beyni' isimli kitabında anlatmış bence.

    kitabı okuyup idrak ettikten sonra hayatımdaki erkeklerden çok da fazla bir beklentim olmaması gerektiğini çok daha iyi anladım.

    okuyun, okutun

    bkz eklemek için arama yaptığımda ne kitap hakkında ne de yazar hakkında başlık açıldığını gördüm.

    hemen açayım

     
    (Bkz: serkan karaismailoğlu)
  5. herkesle herkes arasında muazzam farklılıklar bulunduğu için

    kadın erkek diye ayrıca kategorize etmek

    sanki gereksiz gibi duruyor.

    insan, yaşı ilerledikçe kimsenin kimseye benzemediğini ve kimsenin kimseyi doğru dürüst anlayamayacağını bile

    yavaş yavaş kavramaya başlıyor.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.