Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

kabir ziyaretleri

paylaş araştır

 

  1. her iki yeri de ziyaret ettik.

    çok küçükmüş yaşları, ne olmuştu ki ? diye sordum.

    birini gösterdi: apandisit, dedi. Zamanında anlayıp doktora götüremediler.

    diğeri ?

    Gıda zehirlenmesi...

    Dünya hakkında biraz fikir sahibi olup aceleyle geçip gittiler.

    biri dokuz diğeri on iki yaşında.

    ulu çama bakıyorum.

    Ben çocukken genç bir karaçamdı.

    o zaman altında oturup dua etmek için bir de briket taşı vardı diye hatırlıyorum.

    O kadar ıssız, asude.

    Şimdi çam, ulu bir ağaca dönüşmüş.

    bak size söylüyorum benim yerim burası, dedim.

    Saçmalama be dediler.

    Seni buraya kadar taşıyamayız.

    Hııı o zaman ben de sıkı bir diyetle zargana gibi olurum bir yolunu mutlaka bulmaya çalışırım.

    mezarları Temizledik.

    Bir baş tarafta bir de ayak tarafında kara taştan işaret taşları var.

    Başka hiçbir şey yok, isim yok tarih yok...

    Tam olması gerektiği gibi, tam istediği gibi diye düşündüm.

    elindeki bastonuyla gösteriyordu: Beni buraya gömün, tam şuraya dedenin ayaklığına.

    Zaten küçücüktü. Küçücük bir mesafe.

    dedi ki: Kapının önüne çam dikilmez, ev virane kalır.

    Ne mantıksız bir şey niye böyle acaba ? diye düşündüm.

    Bak görmüyor musun o evi, deyip işaret etti.

    Virane işte.

    Kapısında kocaman bir çam ağacı.

    Belki çam kolay yanan bir ağaçtır. Risklidir diye o zamanlar öyle söylemişler.

    Mesela tutsam çok uzaklardan bir okaliptüs getirsem ona da uğursuz mu diyecekler ?

    Demeyecekler çünkü pek de tanıdıkları bir ağaç değil.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.