Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman...
Bahattin karakoç
ahmed arif siiri,yalnız değilizden bir bölüm.
bir ufka vardık ki artık
yalnız değiliz sevgilim.
gerçi gece uzun,
gece karanlık
ama bütün korkulardan uzak.
bir sevdadır böylesine yaşamak,
tek başına
ölüme bir soluk kala,
tek başına
zindanda yatarken bile,
asla yalnız kalmamak.
Kimsenin konuşmadığı bir dil gibiyim
Kimsenin inanmadığı bir deli
Yazarın bile okumadığı bir kitap
Kimsenin izlemedigi bir film
Hiç çalmayan bir şarkı
Hiç sorulmayan bir soru
Kalabalıklar içinde varım, ama yok gibiyim ...
yokluğun tadı şiiri.
Zamandır her dakika beni yutup yiyen
Sonsuz kar donmuş bir gövdeyi sararcana;
Yukardan baktığım yeryuvarlağı bana
Bir sığınak göstersin istemem yeniden.
Çığ, götürür müsün düştügünde beni sen?
charles baudelaire
iki boğaza bakıyorsun diye deniz diyorlarsa sana,
ben evde altı boğaza bakıyorum,
hem de ay ortasında biten bir maaşla,
kızıp köpürme ama,
hiç deniz görmesek yutardık belki marmara.
(akgün akova)
Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
Bir güvercin uçurup kıtalar arasından
Çağırdın beni
Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana
Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına
nurullah genç
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |