Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Şanstır, güzelliktir. Ağzında leblebi tozu varken konuşmaya çalışmak; sulugöz sakızı, yumiyumu, bigbabolu bilmek, aşkı şıpsevdi sakızlarının içinden çıkan karikatürlerde öğrenmektir.
Süperbabadır, susam sokağıdır, hugodur.
Sokakta akşam ezanı okunana kadar oynayabilmektir.
Çocuk dünyasında bir çok şeyi yaşayan çocuktur.
Örneklerin çoğunu sayın yazar verdiği için bir daha yazmaya gerek yok.
çocukluğun kralını yaşamaktır.red kitinden heidi sine. hayalet avcılarından he mana. yogiler scooby doo lar kötüler yarışından yakarilere kadar her güzellik vardı.tabi ki internetsiz,telefonsuz bir dünya.
Atari,taso,at kestanesi ile okul bahçesinde top oynamak(acaba İstanbulda kökünü kurutmayı başardılar mı bu ağacında)sabah kalkıp anne baba uyanmadan sabah çizgi film kuşağı için televizyonun karşına geçmektir.(He-man,Kaptan mağara adamı,Ayı yogi).Ayrıca Üsküdar da koyun görmeyi becerebilmiş bir nesildir. Hala var mı bilmiyorum eskiden oturduğum mahallede
Hain okul bunun yarısını çalmıştır bir sene sabahçı bir sene öğlenci gibi bir sistem yüzünden
Sokakta oyun kurmaktı. Bilye, top ya da topaç...
Atari salonlarında jeton tüketmek, semt pazarlarında tornetçilik yapmaktı...
İzel-çelik-ercan'ın kliplerinde "jean" izlemeye mahkum olmaktı...
Ve evet. Hava kararmadan, baba eve gelmeden evde olmaktı...aksi halde küçük kıyametti. Annelerimiz öyle tenbihlerdi.
çizgi filmler, çizgi romanlar, masallar, abur cubur (sakız, şeker, fastfood vb.), tasolar, sokak oyunları, atari-tetris vb. oyunlar, oyuncaklar, pop müzik ve çocuk şarkıları, teyp-walkman-video kasetleri, okul hayatı, bizimkiler - süper baba, susam sokağı, hugo...
hey gidi günler, efsaneydi be, dünyanın neredeyse en güzel çocukluğu Türkiye'de yaşanırmış gibiydi
nerden bakarsan bakın zor yıllardı. ekonomik krizler, darbeler, savaşlar, terör, faili meçhul suikastler, hava kirliliği, çöp dağları, geçim sıkıntısı vs. çocukluğumuzu, gençliğimizi, hayata bakışımızı tüm hayatımızı etkileyen yıllardı.
neler yaşamadık ki
semt pazarlarında ''buz gibi soğuk su içen ''diye bağırarak su satarak yaşadım çocukluğumu. kazandığım parayı anneme verdiğim de büyük bir adam olmuş havasıyla kendimle gurur duymuştum.
bir tane daha fazla ekmek alabilmek için sabahın erken saatlerinde halk ekmek kuyruklarında geçti çocukluğum. soğukta ve yağmurun altında beklerdim saatlerce.
yeni okul kitaplarını alabilmek için eski kitaplarımızı ve üstüne biraz para vererek tedarik edebiliyorduk.
alınan elbiseler, ayakkabılar hep bir beden büyük seçilirdi ki seneye de giyebilelim. genel de yeni elbiseler bayram öncesi günlerde alınırdı. elbise ve ayakkabılar her zaman alınmadığı için bu zamanlarda alınanların değeri çok büyüktü bizim için. gece yatarken yatağımızın başucuna koyarak uyurduk. hemen sabah olsun da giyelim diye erkenden yatardık.
en büyük eğlencemiz akşam ezanına kadar sokaklarda top oynamak, misket oynamak, tornet kaymak, sporcu kartlarını biriktirmekti. bakkal amcadan meybuz, toz leblebi, ufo, çokomel, horoz şeker, tombi alıp yediğimizde bizden mutlusu yoktu.
tek kanal trt döneminin sona ermeye başladığı yıllardı o yıllar. star tv , teleon, hbb ( açılımını çok merak ederdim ) gibi özel televizyonlar kurulmaya başlamıştı. artık en büyük eğlencemiz televizyon olmaya başlamıştı. zevkle neşeyle sabahın erken saatlerinde kalkıp çizgi film izliyorduk. en sevdiğim çizgi filmler bugs bunny, tom ve jerry, müfettiş gadget, ninja kaplumbağalar ve tabi ki tusubasa ( efsaneydi benim için. ) ...
velhasıl; küçük bir çocukken büyük olmayı öğreten yıllardı. hem sorunların doğurduğu sıkıntılarla mücadele ettik hem de çocukluğumuzu dibine kadar yaşayarak büyüdük ve olgunlaştık.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |