Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
çocukluğumuzda elimizden düşürmediğimiz, sahip olabilmek için can attığımız ve bıkmadan usanmadan çılgınlar gibi oynadığımız nesnelerdir.
çocukluğumdan aklımda kalanlar;
kames top ( 8 katlı )
uçurtma ( biz çıtalı derdik )
misket
nintendo game boy ( zengin oyuncağı )
sanal bebek
taso
sporcu kartları
mantar tabancası
gazoz kapakları
topaç
sapan
solo test
fırdöndü
sulu düdük ( horozlu olanından )
Sokaklar.
En büyük, en geniş, en sevimli oyuncağımızdı.
Önü, arkası, sağı, solu sobelenmeden önceydi bunlar.
çok oyuncağımız yoktu ama doğanın içindeydik.
dereyi tepeyi bitkiyi hayvanı ekranlardan izlemiyorduk.
ısırganlar dalıyordu, sinekler ısırıyordu, ağaçlar çiziyordu, dikenlere takılıyorduk.
Yine de maceradan maceraya koşuyorduk.
Hava kararırken eve girmek zorundayız diye üzülüyorduk.
Sonra çaylar demlenince gecenin serininde yine dışarı çıkılıyordu.
yine atıyorduk kendimizi dışarı.
Bazen akşamları öyle yorgun oluyorduk ki yemek sofrasında uyuyorduk.
toprak temizdi henüz. çocukken çamurdan yaptığımız kap kacaklar, gazoz kapakları, gıcır gıcır misketlerimizle çoğunluk bahçemizde ve doğayla baş başaydık. kümes hayvanlarımız, kedimiz vardı. çok sonra pekin ördeklerimiz de oldu. babam, bu çok tatlı yürüyüşleri olan ördekleri kesmeye kıyamadığından, deresi çağıl çağıl çağlayan bir köye göndermişti. oyuncaklarımızı kendimizin ürettiği de olurdu. diktiğimiz bezlerin içine doldurduğumuz yün parçalarından elde ettiğimiz bez bebekler veya hayvancıklar... kardeşlerimizle paylaşarak oynardık. ne korona virüsü derdi vardı, ne de hijyen. biz çocukken öyle sanıyorum ki, kötülük toplumu ve getirisi olan virüsleri henüz icat edilmemişti.
plastik bir oyuncağım vardı.
Uzunca bir sopa ucunda dönen plastik tekerlek.
Tekerleği yolda sürdükçe zil sesi de çıkarırdı.
Mekanizmalı oyuncakları incelemek çok hoşumuza giderdi.
mesela su dolu camlı ağzı kapalı bir haznenin içinde potalar vardı. Suya düğmeyle basınç yaparak suyun
içinde duran renkli topları ya da halkaları potadan geçirmeye çalışırdık.
Uzun yıllar geçse de legoların cazibesi ise hiç geçmedi.
Biraz lüks oyuncak kategorisindeydi. Herkes alamazdı.
Plastik sürgülü yapbozlar vardı.
Hatırlayanlar olabilir. Hala satılıyormuş.
Karışık resmi, parçaların sürgüyle yerlerini değiştirerek düzeltmeye çalışıyordunuz.
Tüm bunların hepsinin yerini bilgisayar oyunlarının alması ise çok ilginç.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |