Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

çocukluk oyuncaklarımız

paylaş araştır

 

  1. çocukluğumuzda elimizden düşürmediğimiz, sahip olabilmek için can attığımız ve bıkmadan usanmadan çılgınlar gibi oynadığımız nesnelerdir.

    çocukluğumdan aklımda kalanlar;

    kames top ( 8 katlı )

    uçurtma ( biz çıtalı derdik )

    misket

    nintendo game boy ( zengin oyuncağı )

    sanal bebek

    taso

    sporcu kartları

    mantar tabancası

    gazoz kapakları

    topaç

    sapan

    solo test

    fırdöndü

    sulu düdük ( horozlu olanından )

     
  2. Sokaklar.

    En büyük, en geniş, en sevimli oyuncağımızdı.

    Önü, arkası, sağı, solu sobelenmeden önceydi bunlar.

     
  3. çok oyuncağımız yoktu ama doğanın içindeydik.

    dereyi tepeyi bitkiyi hayvanı ekranlardan izlemiyorduk.

    ısırganlar dalıyordu, sinekler ısırıyordu, ağaçlar çiziyordu, dikenlere takılıyorduk.

    Yine de maceradan maceraya koşuyorduk.

    Hava kararırken eve girmek zorundayız diye üzülüyorduk.

    Sonra çaylar demlenince gecenin serininde yine dışarı çıkılıyordu.

    yine atıyorduk kendimizi dışarı.

    Bazen akşamları öyle yorgun oluyorduk ki yemek sofrasında uyuyorduk.

     
  4. toprak temizdi henüz. çocukken çamurdan yaptığımız kap kacaklar, gazoz kapakları, gıcır gıcır misketlerimizle çoğunluk bahçemizde ve doğayla baş başaydık. kümes hayvanlarımız, kedimiz vardı. çok sonra pekin ördeklerimiz de oldu. babam, bu çok tatlı yürüyüşleri olan ördekleri kesmeye kıyamadığından, deresi çağıl çağıl çağlayan bir köye göndermişti. oyuncaklarımızı kendimizin ürettiği de olurdu. diktiğimiz bezlerin içine doldurduğumuz yün parçalarından elde ettiğimiz bez bebekler veya hayvancıklar... kardeşlerimizle paylaşarak oynardık. ne korona virüsü derdi vardı, ne de hijyen. biz çocukken öyle sanıyorum ki, kötülük toplumu ve getirisi olan virüsleri henüz icat edilmemişti.

     
  5. Misket topaç gazoz kapağı başkada hatirlamam bunların üstüne de tanımam.

     
  6. tetris

    commodore 64

    tek vuruş maç

    japon kale maç

     
  7. plastik bir oyuncağım vardı.

    Uzunca bir sopa ucunda dönen plastik tekerlek.

    Tekerleği yolda sürdükçe zil sesi de çıkarırdı.

    Mekanizmalı oyuncakları incelemek çok hoşumuza giderdi.

    mesela su dolu camlı ağzı kapalı bir haznenin içinde potalar vardı. Suya düğmeyle basınç yaparak suyun

    içinde duran renkli topları ya da halkaları potadan geçirmeye çalışırdık.

    Uzun yıllar geçse de legoların cazibesi ise hiç geçmedi.

    Biraz lüks oyuncak kategorisindeydi. Herkes alamazdı.

    Plastik sürgülü yapbozlar vardı.

    Hatırlayanlar olabilir. Hala satılıyormuş.

    Karışık resmi, parçaların sürgüyle yerlerini değiştirerek düzeltmeye çalışıyordunuz.

    Tüm bunların hepsinin yerini bilgisayar oyunlarının alması ise çok ilginç.

     
  8. Tahtadan yapılma lastik tekerlekli traktörlerimiz; telden yapılma kamyon veya otomobil, renk renk misketler ve gazoz kapakları, uçurtmalar, plastik küçük yapbozlar, demir çemberin bir tel yardımıyla sürülmesi, 5-9 taş oyunları, el tetrisleri, topaç, vs.

     
  9. Konuşan ayı.

     
  10. rahmetli dedemin atölyesindeki el aletleri.

    adam ben onun yanında durmayı çok sevdiğim için bana özel minik çekiç, minik pense, minik tornavida... almıştı. bunlar oyuncak değil gerçekti ve benim oynamam, eğlenmem için alınmıştı. beni çocukken adam yerine koymuştu rahmetli. şimdi koskoca adam olduk ama dünyanın umrunda değiliz.

    keşke o günlere tekrar gitsem, bu bana verilen ömrün sadece dörtte birini o günlerde sabitlenip yaşasam ve ölsem, bana yeterdi. yani kalan dörtte üç ömrümü bu dileğime feda ederdim.

    ek olarak, sobada yakmak üzere alınan tonlarca marangoz artığı tahtaların düzgünce olanlarını ayırıp bunları birbirine çivileyip değişik şekillerde oyuncaklar yapardım, lego alacak kadar zengin değildik çünkü, anladın mı sözlük?..

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.