Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
asrın felaketinde ve art arda iki büyük depremde, depremin merkez üstü olan bölgelerde bile yıkılmayan kamu- özel sektör binaları mevcut olmasıdır.
Yalnızca Türkiye' de değil dünya genelinde üzerinde doktora tezleri hazırlanması gereken binalardır. Çünkü Bu konuda bir şeyleri değiştirecek olan: programlara çıkıp birilerinin bir şeyler anlatması değil; bu konularda oluşacak ciddi bilimsel birikimin projelendirilmesi olacaktır. Ben sıradan vatandaş olarak oturduğum evin kolon dayanıklılığını ölçmek zorunda değilim. Ama güvenmek zorundayım.
malesef inşaat lobisi o kadar güçlü ki, jimdi japonyadan teknoloji getiriyoruz diyerek, 3 5 e mal edecekleri binaları 10 kat payalıya satacaklar. kimler mi ? depremde binaları yerle bir olan müteahhit grubunu bunu yapacak. Adamlar açık açık söyledi. istanbul un %90 nı biz inşaa ettik ve deniz kumu kullandık ve o zaman herkes öyleydi kullanıyordu , bu bianları yine bana verin. ben yıkayım size daha güzev ve daha sağlam yapacağım diyor. hiç bir gazeteci de, 50 lerde 60 larda koskaca körpüler yapıldı? deniz kumu ile mi yapıldı?
gazeteciler soramaz çünkü maaşlarını da o lobi veriyor. kim trabzon lobisine karşı gelebilir ki?
adam o dönemde inşaatlarda demirden betondan çimenyodan kaçırdığı için milyonları kazandı. parası var. bizler ise hırsızlık yapmaıdğımız için zengin değiliz.
hiç kimse hiçkimseye güvenmek zorunda değil. Allah kullarına defalara " düşünmez misiniz? akıl etmez misiniz?" diye soruyor. hırsızlık yapan yine hırsızlık yapar. güzel konuşuyor diye kelimleri aklınızı bulandırmaya çalışsa bile hırsız hırsızdır.
Demek ki sağlam bir yapı yapılabiliyormuş diye düşündüren bir durum,hepimiz mühendis müteahhit olmadığımıza göre bunun eğitimini alan insanlara teslim ettiğimiz işlerde güven duymamız gerekiyor,bu bağlamda o işin ehli insanlar işlerini yapmadıklarında olan bize oluyor,bir de bunların üzerine bu meslek erbabını denetlemek için de birini mi bulmamız gerek,bireysel olarak sorumluluk almadıkça biz kime güvenicez,bundan sonra yıkılmayan binaları kim yapıyorsa onlardan seçip herkese bina yapma yetkisi vermemek gerekiyor demek ki,yine canı yanan masum insanlar ne olursa olsun...
Malesef 2010 da o zamanki para ile 65 milyona erzurumda atlama kulesi yapan müteahhidin 2 yıl sonra kuleleri yıkılıyor. çünkü zemin etüdü vs hiç birini yapmadan göstermelik bir kule yapıyor. normalde 30 milyon maliyet harcaması gerkeinten 15 milyon maliyet ile o işi bitiriyor. cebine milyonları koyan o şirket hala bu hükümetin en büyük ihalelerini alıyor. açık lhale değilha, davet üzerine ihaleler alıyor. en son bu şirkete de deprem bölgesinde çok büyük bir ihale verilmiş ?
şimdi ihalere giren bir kişi olarak ben nasıl bunlarla baş edeceğim? nasıl para kazanacağım? nasıl sağlam bina yapacağım? ben inşaat mühendisiyim. zeminde kazı yapılırken bile, zeminin geoteknik, yani deprem ve yük altındaki zeminin davranşını bile tahmin eden biriyim, görsem ilave fore kazıklar sed veya panlaj ile o zemini iyileştirir kulleli öyle yapardım. kazancım 5 olurdu. ama bu adamlar yıkılsın bir daha nede olsa bize verirler diye şantiyeciyi hekresi kovarlar.
sonuç : eş seçerken insan sevdiğini seçer, ama siyastci MV CB seçerken sevdiğini seçmez, ehil olana işi verir. bir yanlışını gördüğü an hemen o siyasetçiden vaz geçiriir. erzurum haklı , 65 milynuın hesabaını sorsaydı , o müteahit devletten 40 yıl bir daha ihale alamazdı. hekres kendini düzeltirdi.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |