Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

aşıklı höyük

paylaş araştır

 

  1. arkeolojik çalışmalar devam ediyormuş.

    Kapadokya bölgesinde yer alıyor.

    Tarihlenebilen en eski medeniyet merkezi.

    Dünyadaki tarihlenebilen en eski yerleşim yeri.

    yaşam alanlarını tek tek ortaya çıkardıkça;

    tarım ve hayvancılık yapmaya çalıştıklarını,

    keçileri ehlileştirmeye uğraştıklarını,

    ilk buğday türlerini üretmeye çalıştıklarını

    tespit etmişler.

    Bir ilginç tespit daha var.

    bu insan topluluğu hiyerarşik olarak yapılanmamış.

    toplumda sınıfsal ayrılıklar yaşanmamış.

    bütün evler tek düzen ve hemen hemen aynı üretim ve tüketim alışkanlıklarına sahip.

    Bir diğer önemli bulgu ise yerleşim yerinin kesintisiz olarak nesiller boyu aralıksız yerleşim bölgesi olarak kullanılmış olması.

    Bölgede akbaba kemiğinden yapılmış bir de flüt bulunmuş fakat flüdün kullanım amacı net değilmiş.

    Haberleşme amaçlı mı yoksa müzik aleti olarak mı kullanıldığı tam olarak tespit edilememiş.

     
  2. bulunduğu bölgeye volkanik kapadokya deniyor.

    yerleşim yeri Aksaray ilinin 25 kilometre doğusunda, kızılkaya köyünde, Melendiz çayının kenarında yer alıyor.

    Tarihte bilinen ilk beyin ameliyatının burada yapıldığı varsayılıyor.

    Genç bir kadına ait kafatasında bulunan kusursuz olarak açılmış delikler sayesinde, bu kadın üzerinde bir operasyon yapıldığını ve kadının bu işlemden sonra yaşamaya devam edip günler sonra hayata veda ettiğini tespit etmişler.

    aşıklı höyük yakınlarında dönemin yaşantısını görsel olarak da tanımlayabilmek için deneysel evler yapılmış.

    yapılar birbirine çok yakın olarak ve kerpiçten yapılmış. aralarında yan yana iki insanın sığabileceği kadar boşluklar bırakılmış. evlerin bildiğimiz manada kapıları yokmuş. evlere tavandan açılan bir delikten merdiven yardımıyla giriliyor.

    aşıklının en eski sakinleri ise zemine oyularak yapılmış oval ya da yarı yuvarlak, üzeri sazla kaplı çevresinde ve ortasında ağaç destekler bulunan çadır benzeri konutlarda yaşıyorlarmış. evlerin içinde ateş yakılabilmesi için ocak yerleri inşa edilmiş. aynı zamanda evlerin duvarlarında nişler de bulunuyormuş.

    gündelik yaşam ağırlıklı olarak evlerin damlarında sürüyor. kazılarda, yapılan işlerin süprüntüleri evlerin aralarında bulunan dar boşluklarda tespit edilmiş.

    evlerin taban yapısı ve duvar sıvaları gayet muntazam yapılmış ve eskidikçe yenilenmiş.

    evlerde gündelik yaşamla ilgili öğütme taşları, obisdyen kesici taşlar, sekiler de tespit edilmiş.

    ölülerini evlerin tabanına kazdıkları yuvarlak çukurlara cenin pozisyonunda, hasıra sararak gömüyorlar ve zamanla bu mezarlara birden fazla kişiyi de gömmeye başlamışlar.

    iskelet analizlerinden ortalama yaşamlarının 30 yıl olduğu ve çok zorlu bir hayatları olduğu belirlenmiş. bunu da omurgalarındaki deformasyonlardan anlamışlar.

    aynı höyükte insanların toplu halde sosyal bazı etkinlikler gerçekleştirdikleri özel bir yapıya da ulaşılmış. korumaya alınmış olan bu yapının inşa şekli, kolonları, sıvaları, büyüklüğü gibi özellikleri yapının özel bir önemi olduğunu ortaya koyuyormuş.

    koyun ve keçiyi evcilleştirdikleri bulunan hayvan kemikleriyle tespit edilmiş.

    arpa, buğday, yabani bakla, çitlenbik gibi bitkilerin üretildiği ve tüketildiği belirlenmiş.

    arkeobotanikçiler çevresel doğal bitki türlerini, dönemin insanlarının hangi bitkileri ne amaçla kullandıklarını ya da tükettiklerini, kendileri hangi bitkileri ürettiklerini tespit etmek için toprak analizleri ve çalışmalar yapıyorlar.

    suyla yıkayarak ayrıştırdıkları toprağın üzerinde kalan bitki tohum ve parçaları geçmişi okumakta bu uzmanlara yardımcı oluyor.

    obsidyenin keskinleştirilebilen ve sert yapısı sayesinde kesici aletlerin büyük çoğunluğunu bu doğal cam mineralle üretmişler.

     
  3. bazı yapıların belli bölümlerinde arpa ve buğday depolandığı tespit edilmiş.

    çalışmalar titizlikle yürütülüyor ve yapıların içlerinden ya da kenar süprüntülerinden alınan örnekler birkaç aşamadan geçirilip suda süzdürülerek içinden tohum, kemik, taş, boncuk gibi materyaller toplanıyor.

    Bu yapıların içinde silo benzeri kısımlar bulunmuş.

    arpayı ve buğdayı saklama yöntemlerini geliştirdikleri anlaşılmış.

    Biranın bulunduğu bölgenin de Anadolu olabileceği öngörülüyor.

    zamanla şarap ön plana çıkmış ve bira geri planda kalmış.

    evlerin neden pencere veya kapılarının olmadığını anlayamadım fakat belki de fare, böcek gibi canlıların depolara girmelerini tamamen önleyebilmek amacıyla bu şekilde kapalı mekanlar üretmeyi tercih etmiş olabilirler.

    yine de ısınma konusunu nasıl çözdüklerini, yaktıkları ateşin dumanını dışarıya yönlendirmeyi nasıl başardıklarını anlayamadım. sonuçta ateşin gece boyunca yanması gerekiyordu ve buluntulara göre evlerin sadece aşağıya doğru merdiven sistemiyle inişi olan bir girişi vardı.

    bu durumda buluntuların yanlış yorumlandığını söyleyemez miyiz ?

    ne kadar eski olursa olsun evin bir baca sistemi olması gerekiyor.

    ayrıca tamamen karanlık bir ortamda yaşamaya çalışmak hiç akıllıca değil.

    daha eski oldukları söylenen saz damlı, ağaç destekli oyma evler dahi daha kullanışlı görünüyor.

    belki bulunan bu tamamen kapalı yapılar sadece depolama amaçlı ya da mezar odası olarak kullanılıyordu.

    ölümden sonra yaşama inandıkları için belki mezarlarını bu şekilde düzenlemiş ve ölülerini oraya gömmüşlerdi.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.