Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

nargileventolin

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

776 entry 143 konu hiç puanı yok
20.09.2016 22:01 son işlem tarihi takip etme takip et

kemal tahir'e mapushaneden mektuplar

nazım hikmet'in 1940-50 yıllları arasında, bursa cezaevi'ndeyken kemal tahir'e yazdığı mektuplardan oluşan kitap.

kitabın sonlarına dek nazım hikmet için üzülüyorsunuz: bir insan nasıl salt fikirleri için neredeyse ömrünün yarısını hapislerde geçirebilir diye soruyorsunuz kendi kendinize.

her şeyden önce yürekli, bulunduğu şartlara göre korkunç derecede iyimser, sağlam karakterli bir adamı tanıyorsunuz. derken kitabın sonlarına doğru nazım hikmet'i 13 yıl bekleyen piraye'nin dramını hissediyorsunuz.

ve tüm kitap süresince yurdunu, milletini seven büyük şairin iç dünyasına tanık oluyorsunuz.

her zamanki gibi kitap köşemizde kitaptan seçmelerle noktalıyoruz:

"sanatta en büyük ustalık ustalığı belli etmemektedir."

"kötü bulduğun şeyi 'kötüdür' diye en sevdiğin insanın yüzüne haykırmak hakkından hiçbir endişe seni alıkoymamalı."

" biliyorsun / ancak kavgada vurulan acı duymaz / ve kavga edebilmek hürriyetidir en mühimi hürriyetlerin./içerim yanıyor Kemal /dışarım serin..."

" anlıyorsun / zarar yok / ben anlatacağım yine / elden hiçbir şey gelmediği zaman / konuşup anlatmanın alçak tesellisi."

" iradesizdirler, süratle ruh haleti değiştirirler, ümitten ümitsizliğe, neşeden yese süratle geçerler, zora gelemezler, yalan söylerler fakat bundan azap çekerler. - küçük memur sınıfı için - "

"casuslar cezalarını bahçeli evlerde çekerler; bizler, yurtlarını ve halklarını en çok seven insanlar hapishane hapishane sürünürüz."

"memleketimi ve Türk halkını ne kadar sevdiğimi anlamak, bir mahkumun kontrol edilmiş mektubunu çalacak kadar alçalan kanun veya haya bilmez insanların karı değildir."

"ve bir kere daha yaşasın hayat, yaşasın Türkiye ve yaşasın namuslu Türk milleti, büyük Türkiyeli halk."

"ben sadece seven, anlayan, inanan, dövüşen bir insancağızım."

"onların gözünden 'edepsiz' olmayı, elbette ki onlar gibi yurt ve millet düşmanı olmaya tercih ederim."

"mesele esir düşmemekte değil / teslim olmamakta bütün mesele..."

"kapım ardına kadar açık bekledi seni / niye böyle geç kaldın?"

" her şeye rağmen: 'etin kırışmasına bir başka tabir gerek; zira ki ihtiyarlamak: kendinden başka hiç kimseyi sevmemek demek'... bizse kemalciğim, tepeden tırnağa sevdayız..."

"hapislik, ciğerlerimizi, barsaklarımızı hatta asabımızı yıpratabilir, fakat şuurumuza tesir etmemek mecburiyetindedir. bir daha tekrar ediyorum, elimi kolumu bir de sen bağlama kardeşim."

12.09.2016 23:18
  1. şükrü erbaş

    şöyle de inceci bir reyizdir.

    Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen

    Herkesin perde perde çekildiği bir akşam

    Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun

    ...

    Sen bende yanlış bir ömrün tortusunu öpüyorsun.

    İnsanın zamana karşı biricik şansıdır aşk

    Onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını.

    Sen bende neleri öpüyorsun biliyor musun

    Herkesin simsiyah kesildiği bir akşam

    Yıldızlarla yedirenk gökyüzünü öpüyorsun.

    ...

    Sen bende, gözlerinin anne ışığıyla

    Bir solgunluktan doğan kocaman bir çocuğu öpüyorsun.

     
  2. aziz nesin

    ilham veren küçük dev adam. yeni yeni onu anlıyor ve tanımaya başlıyorum. meğersem yakınlığımız sadece kilometlerde değilmiş. benden birkaç km ötede yatarken kalbime bu kadar yakın şeyler yazmış ve düşünmüş olduğunu bilmemek, bilememek toplumsal bir beyin yıkamanın, kalbimize ve aklımıza uzak tutulmanın etkisiymiş. ne çıkar! er ya da geç yakın kalpler, akıllar buluşurmuş...

     
  3. kediciğin gömleğinin düğmesinin açılmasının olay olması
     
    (Bkz: sen aşırı derecede tatlı bişeysin)
  4. kim ne dedi/yorumlar

    #13mi

    bilimsel olarak doğru bir yorumdur. böyle bir önerme yanlışlanamaz: asfaodgsogjdşokmwşegm!

     
  5. 18.05.2016 Liverpool vs sevilla maçı

    devre arasında ne olduğu merak edilen maç. zira ikinci yarıda liverpool'un l'sini göremedik. ve ne acayip bi takımdır bu sevilla: son 3 senede 3 şampiyonluk.

    kaptan coke'nin gözyaşları ve aşırı inancından dolayı artık kesin olarak kanaat getirdim ki bunlar maça çıkmadan önce nefesi kuvvetli bir hoca'ya gidip muska yazdırıyorlar: hakemin ilk yarıda vermediği penaltılar, liverpoolluların resmen hediye ettiği 3. gol..

    neyse ez cümle, kazanan haklıdır ilkesinden yola çıkarak sevilla'yı tebrik edelim. darısı bizim kulüplerimizin başına diyelim. gameiro'ları, mariano'ları, coke'leri bulmak ve organize etmek bu kadar imkansız olmamalı..